Yardım yapmak, insancıl bir davranıştır.
Ancak yardım kimlere yapılır, nasıl yapılır bilmek ve öyle uygulamak gerek.
Rahmetli babam, yardımın hava karardıktan sonra ve yardım yapanın belli olmayacağı bir biçimde yapılması gerektiğini söyler ve öyle yapardı.
Çok iyi anımsıyorum, 1950 li yılların başında, bize gönderilen Amerika yardımı diye yutturulan süt tozu, yağ ve peyniri bile bu biçimde dağıttığının tanığıyım.
Bu arada evimizin kapısında sıraya girenler de olurdu ama babam onları, nasihatle geri gönderirdi.
Kimin neye gereksinimi olduğunu bildiğinden, kapımızda kuyruğa girenleri dikkate almazdı.
Kendi cebinden bir terazi almıştı ve hangi evde kaç kişi varın hesabını yaparak, Amerikan yardımı süt tozunu, yağı ve peyniri tam bir hakkaniyetle dağıtmıştı.
Daha önce bir yazımda yine belirtmiştim; annem, “bunlarda bizim de hakkımız yok mu? Bizimkileri de ver, çocuklar yesinler” dediğinde babam, “önce mahalle bitsin” diye sert bir yanıt vermişti.
Ve o Amerikan yardımı sütten, peynirden ve yağdan bize bir lokma yedirmemişti.
Işıklar içinde yatsın, bu günleri demek ki o günlerden görmüştü.
X
Gazeteciliğe başladığım 1960 lı yılların başında, günümüzdeki teknik ve dijital olasılıklar yoktu.
O günlerde de çeşitli yardımlar yapılırdı ama gazetelerde haber olmazdı.
Yardım yapılan yoksul ailenin onuruyla oynanmadan gerekli her türlü yardım yapılırdı.
Atalarımızın, “sağ elin verdiğinden sol elin haberi olmamalı” anlayışı günümüzde çok değişti.
Şimdilerde yardım davul – zurna, çengi – çalgı yapılıyor.
Birileri, giyim üreten bir firmanın elinde kalan defolu malları topluyor, gazetelere, televizyonlara telefon ederek, falanca yerde yardım dağıtacağı haberini veriyor.
Sanki haber sıkıntısı varmış gibi, benim gazeteci ve televizyoncu meslektaşlarım, haber diye konuya balıklama dalıyor.
Yardım yapan hayır sahibi(!) akşam haberlerde, ikinci gün gazetelerde kendini görerek, yardım yapmış olmanın huzurunu(!) yaşıyor.
Bu işi salt kişiler değil, kurumlar da yapıyor.
Belediyeler, odalar, dernekler, yapacakları yardımı duyurmak için yarışa giriyorlar.
Yardım yaptıklarının psikolojileri, onurları umurlarında bile değil.
İnsanları yokluğa mahkum edip, yardım yapıyor görünmek, insancıl değil, ilkel bir tatmin duygusudur.
Siz bu konuya başka bir ad koyabilirsiniz;
Görgüsüzlük gibi, kendini beğenmek gibi, insancıl görünmek ama insan olmamak gibi…
Bunun dışında yardımseverlik diyebilir misiniz?...
|