Hem mahalle uşağım hem çocukluk arkadaşım hem de sınıf arkadaşım güzel bir insandı.
Adını söyleyince çok kişinin tanıyacağını biliyorum.
Çünkü Gaziantep’te çeşitli liselerde edebiyat öğretmenliği yaptı.
Onu yitirdiğimizin dördüncü yılında, çocukluk duygularımla anmak istedim.
X
Komşu evle aramızda derme çatma bir duvar vardı.
Biz mahalle uşakları oynarken, o duvar bizim oyunumuza dayanamadı ve üstümüze devrildi.
Bir mahalle arkadaşımız o duvarın altında yaşamını yitirdi.
Biz ölümün ne demek olduğu ile o zaman tanıştık.
Bir arkadaşımız da yaralı kurtuldu.
Bu yaralı kurtulan mahalle ve sınıf arkadaşımın adı Necmettin Kiremitçi.
Çocukluk yıllarımızda biz ona hep “Neco” derdik.
Aradan yıllar yıllar geçti, yolumuz Gaziantep’te kesişti.
Biz çocukluk arkadaşları ona “Neco” demeyi sürdürdük.
Hiç yadırgamaz, yüksünmez, alınmazdı.
Hatta bir gün rahmetli oğlumla bana selam göndermişti.
Oğlum “kim diyeyim hocam” demiş, “Neco dersen o bilir” yanıtını vermiş.
Gülmekten öldüm.
Daha sonra rahmetli oğlumun, çeşitli dershanelerde öğretmenliğini yaptı.
Çok iyi anlaştılar.
Arada bir bana, “senin bu oğlanın gözünde bir şafak var, dikkat edelim” diye beni kıvandıran mesajla takılırdı.
Şimdi bu konuya neden girdiğimi anlatayım;
O mahalle ve sınıf arkadaşım Necmettin Kiremitçi de şimdi yaşamıyor, 26 yaşında bir trafik kazasında yitirdiğimiz oğlumuz da yaşamıyor.
Bu kadar yazıyı ne için yazdığıma gelince;
Rahmetli Necmettin Kiremitçi’nin, bir çok ortamda, hiç çekinmeden dile getirdiği bir söz vardı.
“Bir adam ya namusludur ya namussuzdur. Az namuslu, çok namuslu, az namussuz, çok namussuz diye bir şey olmaz.
İddia ediyorum ki; bir adam ya namusludur ya da namussuzdur.
Ötesi yoktur…”
X
Günümüzün fotoğrafını yansıtmak ve sevgili arkadaşım Necmettin Kiremitçi ile sevgili oğlum Murat Toprak’ı anmak için, aklıma “Neco” nun bu sözü geldi.
Paylaşmak istedim.
Yorum serbest, neye yorarsanız yorun.
Işıklar içinde olsunlar…
|