Aslına bakarsanız son günlerde ABD’nin tekrar Suriye’yi kimyasal silah kullanacak olmakla suçlaması…
Daha önceki gibi kanıtsız suçlamalarla Suriye’ye doğrudan saldırmak için bir bahane yaratılıyor fikrini uyandırsa da…
Doğrusu; konunun hepimize bir “Kurtla Kuzu Hikâyesi”ni anımsattığıdır…
Bilinen bir hikâyedir ama bilmeyenler için biraz anımsatalım
“Susamış olan kuzu, nehrin aşağı tarafından su içmektedir. Nehrin daha yukarılarında su içen kurt, kuzuyu çoktan gözüne kestirmiş, kuzuya seslenir:
— “Hey sen! Benim içtiğim suyu ne hakla bulandırıyorsun?"der.
Kuzu ise masum masum:
— Ben sizin suyunuzu bulandıramam ki! Baksanıza, sizin içtiğiniz su bana doğru akıyor". Diyerek cevap verir.
Aklına kuzuyu yemeyi koymuş olan kurt biraz daha hiddetlenerek
— Bir de bana itiraz ediyorsun öyle mi?" diye haykırmış ve nihayetinde, kuzuyu yemek niyetinde olan kurt sözünü bitirir bitirmez, kuzunun üstüne atlayıp onu parçalamış.”
İşte bugün ABD’nin tavrı tam da böyledir…
Çünkü
BOP ‘a göre ABD, çoğunluğu İslam ülkesi olan 22 ülkenin sınırlarının yeniden çizilmesini…
Ve bölgede bulunan dört ülkeden koparılacak parçalarla da büyük bir Kürdistan kurmayı amaçlıyordu.
Hatta bunun için bizim ülkemizden BOP Eş Başkanı bile tayin edilmişti.
Afganistan’ın işgaliyle başlayan ;Irak, Libya,Mısır ve birçok Afrika ülkesiyle devam eden süreç sonunda geldi Suriye’ye dayandı.
Tabi sonrasında sıra Türkiye ve İran’daydı ama Suriye’de işler istenildiği gibi rast gitmedi çünkü görevlendirilen eş başkan çok istese de…
Bölgedeki İran ve Rusya’nın müdahalesi yüzünden istenilen başarıyı sağlayamadı ama oldukça büyük bir çaba harcandığını da inkâr etmemek gerek…
İsterseniz biraz hatırlatalım…
Ne de olsa aradan yaklaşık 6 yıla yakın bir zaman geçti…
Biliyorsunuz 2011 yılında batılı devletlerin desteğiyle Suriye’de bir muhalefet oluşturulup eylemler yaptırılarak ilk kıvılcım başlatıldı ancak bu süreç çok uzun sürmedi…
Birilerinin büyük Kürdistan için acelesi olduğundan…
Hemen muhalefet silahlandırılarak merkezi hükümete karşı saldırıya geçirildi.
Ancak halk desteğini arkasına alan Suriye yönetimi geri adım atmadı ve bu silahlı güçlerle mücadeleye başladı…
Baktılar ki Suriye devleti kazanacak…
Bu kez dünyanın her tarafında ne kadar şiddet yanlısı psikopat varsa hepsini Türkiye üzerinden Suriye’ye doldurdular.
Hatta adamlara hilafet adına devlet bile kurduruldu…
Silahla, cephaneyle, maaşlı militanlarla da desteklendi ama hep denir ya haklı olan bir ulusun karşısında hiçbir düşman kazanamazdı…
Sonuçta 100 bine yakın askeri olduğu söylenen IŞİD’ de sonunda başarısızlığa mahkûm oldu ama işi şansa da bırakamazlardı.
Bu kez iş başa düştü diyerek ABD inisiyatifi ele aldı ve her zamanki numaraları ve daha önce Libya ve Irak’ta sınanmış olan kimyasal silah yalanına tekrar sarıldı…
Nede olsa tüm dünya medyası ellerindeydi ve yalanlarına inanacak, aldatılmaya razı pek çok ülke de bulunuyordu…
Tabi onlar inandılar inanmasına hatta bu konuda ABD saldırısını destekleyenler bile oldu ancak işin ilginci…
Her zamanki gibi delil falan da bulunamamıştı.
Hem zaten işin mantığına da tersti
Savaşı kazanan, kendisinin haklı olduğuna neredeyse bir avuç emperyalist haricinde herkese kanıtlayan bir devlet kendini neden haksız duruma düşürsün ki…
Bu nedenle yalan çok kısa sürede ortaya çıktı ama birileri her zamanki gibi kandırılmayı tercih etmişti…
Aslında iş sonuçta gelip ulus bilincinde düğümlenmektedir…
O varsa ulusal çıkarlarınızı korur…
Emperyalizmle mücadele edebilirsiniz…
Ama olmadığında farkında olmadan varacağınız yer emperyalizmin taşeronu olmaktır…
Başka bir şey değil...
|