Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşandı.
Ana muhalefet partisi genel başkanı, Ankara’dan İstanbul’a bir “adalet” yürüyüşü başlattı.
25 gün sürdü.
Ankara – İstanbul arasında kimi zaman yağmurda, çoğu zaman yakıcı güneş altında, üzerinde “adalet” yazılı bir pankartla yürüdü.
Övünülecek bir durum değil ama baştan söyleyeyim, ben CHP’li değilim.
Salt CHP’li değil, hiçbir partinin üyesi değilim.
Ben sadece gazeteciyim.
Tarafım ama doğru ver gerçek haberden yana tarafım.
Ankara’dan başlayan bu olağanüstü harekete ilkin binler, sonra 10 binler, 100 binler katıldı.
Derken İstanbul’a varıldı.
Maltepe’de bir alanda yapılan mitinge katılanların sayısı bazı makamlar için dert oldu.
İlk açıklama, miting bittikten sonra gece yarısı İstanbul valisinden geldi;
“Maltepe’deki mitinge 175 bin kişi katılmıştır.”
Vali bunu açıklamak zorunda mıydı değil miydi sizin takdirinize bırakıyorum.
Sanki vali böyle bir açıklamayı görev saydı.
X
Ankara – İstanbul arası yapılan bu “adalet yürüyüşü” ve sonunda yapılan mitingi dünya basın yayın organları gördü, benim cennet ülkemin yaygın, saygın ve boyalı gazetelerine haber bile olmadı.
Yılların gazetecisi olarak, işte ben bu habercilik anlayışını bir türlü anlayamıyorum.
Cumhuriyet tarihinde, Türkiye’de partili partisiz milyonların katıldığı bir eylem var, dünya görüyor, gazeteci geçinen bir takım yalaka kesim görmezden geliyor.
Hafta sonu 15 Temmuz darbe girişiminden dolayı kutlama törenleri düzenlenecek.
Eyvallah, darbe geçiştirildi ancak “adalet yürüyüşü” ile ilgili tek satır yazmayan yaygın, saygın ve boyalı basınımızın atacakları manşetleri şimdiden görür gibiyim.
İstanbul valisi, bakalım yine sayım yapacak mı?
Yine bu konuda hiçbir üniversitenin hukuk fakültesinden ses soluk çıkmadı.
Bir de gazetecilik için, halkın haber alma özgürlüğünden söz edilir.
Hadi canım siz de.
175 binin değil, dünyanın gözü önünde milyonların katıldığı “adalet” yürüyüşünün son günlerin politikasına damga vurduğunu düşünüyorum.
Geç kalınmış bir eylem olsa da…
|