SANSÜR – OTOSANSÜR – BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
VE 24 TEMMUZ BASIN BAYRAMI…
(Başlığın yazı ile ilgisi yoktur…)
24 Temmuz günü yayınlanan yazımda, basın bayramından bilerek ve özellikle söz etmedim.
Gazetecinin bayramını kutlamaya yüreğim yetmedi, elim varmadı.
Ancak basının geldiği durumu anlatmaya çalıştım.
Anlayan anlamıştır…
X
Basın çalışanları, 24 Temmuz Basın Bayramını nasıl kutladı?
Ya da kutlayabildi mi?
Ya da kutladıysa içine sindirerek mi kutladı?
Bilemiyorum.
Devlet büyüklerinin 24 Temmuz Basın Bayramı kutlamalarını gazetelerde, televizyonlarda gördük, kıvandık…
X
Haklarında iddianame bile hazırlanamayan ancak aylardır hapiste yatan gazeteciler, 24 Temmuz Basın Bayramının kutlanmaya çalışıldığı ve devlet büyüklerinin 24 Temmuz Basın Bayramını mesajlarla kutladığı gün yargı karşısına çıkarılıyorsa, hadi gel basın bayramı kutla.
Ve gazetelerin, televizyonların çoğu, bu haberi vermekten ürksün, görmezden gelsin.
Ne yapalım?
Ürküyorlar işte.
Üstelik gazetecilik konusunda da mangalda kül bırakmıyorlar.
X
Sağımız, solumuz, önümüz, arkamız ateş çemberi içindeyken, savaş muhabirliği yapmak yerine kıytırık magazin haberleri peşinde koşan gazetecilerin basın bayramı kutlu olsun.
Yine bir son söz;
Yüce meclisin saygın üyeleri, çalışmaktan çok yoruldu, tatile giriyor.
Eyyi tatiller sayın vekillerim.
Saygılar sunuyorum.
Havalar sıcak, ortalık günlük güneşlik, haydi sahillere.
Size daha ne diyeyim?...
|