Adına ne derseniz deyin, neden olarak ne bulursanız bulun, bir gerçek var;
Üstüne kül elenmişçesine sindirilmiş bir toplum olduk…
Herkes birbirinden korkar oldu.
Yargıç yargıçtan, savcı savcıdan, doktor doktordan, bakkal bakkaldan, marangoz marangozdan, demirci demirciden, kömürcü kömürcüden, asker askerden, polis polisten, gazeteci gazeteciden korkuyor.
Yargı aşamasında ve iddia düzeyinde davalar için, kendini savcı – yargıç yerine koyan yazılı ve görsel basın, gazetelerinde, televizyonlarının haber saatinde, önümüze karanlık tablolarla çıkıyorlar.
İnsanlar haber dinlerken, haber okurken ürperiyor.
“Dur, n’oluyor?” diyen yok.
Kendi yurdunun bağrından çıkan askerini yıpratmak uğruna yapılan haberler havada uçuşuyor.
Yakın geçmişte genel kurmay başkanlığı, ordu komutanlığı, TSK’nın kilit noktalarında görev yapanlar, emekli olduktan sonra darbeyle, darbe girişimi ile, darbe girişimine (kanıt bulamasa da) tanıklık etmekle gündemden düşmüyorlar.
Halk arasında “Peygamber ocağı” olarak anılan TSK’yı yıpratarak sindirmek isteyen bir kesim, senaryo üstüne senaryo üreterek elinden geleni ardına koymuyor.
“Dur, n’oluyor?” diyen yok.
Hani herkes birbirinden korkuyor dedik ya!...
Böyle çirkin oluşumların, kimlerin işine yaradığını anlamak için çok zeki olmaya gerek var mı?
Gerginlik ortamı yaratıp bulanık suda balık avlamak isteyenler, “keser döner sap döner, gün gelir hesap döner” özdeyişini unutmuş görünüyorlar.
Açılım, açılım diye tutturanların, açılımın açıklamasını, sağ elleriyle sol kulaklarını gösterircesine yapmaları da kafaları karıştırıyor.
Bugün ağustos ayının 14. günü.
Yarın, İmralı Adası’ndan açıklanacağı aylar öncesinden bas bas bağırılarak duyurulan “yol haritası” nı bekleyenlerin de kafaları karışık.
Yarın açıklanacak yol haritasına bakıp “bu muydu?” diye hayal kırıklığı yaşayacakların, bu açmaza da bir kılıf uyduracaklarını düşünüyorum.
Kanın durmasını, anaların ağlamamsını, aklı başında olan herkes ister ama sağ elle sol kulağın gösterilmesi biçiminde değil…
Korku kuşunun kanadını kırmak için, “kral çıplak” diye bağıranlar çoğalmalıdır.
Çoğalmadıkça korku kuşu daha çooook uçar.
|