Tarih 2 Kasım 2017
Geçtiğimiz Perşembe günü.
Evdeyim, çıkmadan sabah haberlerini izliyorum, aniden bir alt yazı geçiyor; “Hakkari’de çıkan çatışmada iki asker iki korucu 4 şehit…”
Yüreğim burkuluyor.
Aradan çok geçmeden şehit sayısının 8 olduğu haberi geliyor.
Ve bu acı haber, birçok televizyonda geçiştiriliyor.
Ayni gün akşamı evdeyim, yine televizyon kanallarını zaplıyorum.
O gün sanki 8 şehit verilmemiş gibi, hemen hemen tüm kanallar yayınlarını, dizilerini, eğlence programlarını aksatmadan sürdürüyorlar.
Saat 21.00 den sonra birçok kanalda tartışma programları var.
Bu programların hiç birinde, ayni gün yaşanan terör olayında şehit olan 8 asker konusu yok.
Ne var?
Cıvık politika konuları var.
Yüreğim bir daha burkuluyor.
X
3 Kasım Cuma.
Bir acı haber daha;
Dünkü çatışmada yaralanan bir Mehmetçik daha şehit oluyor.
Şehit sayısı 9 a çıkıyor…
Büyüklerimizden, şehitlere rahmet, şehit yakınlarına başsağlığı dileklerinden başka bir şey yok.
Ulusal yas ilan etmeyi çoktan unuttuk.
Politika, “ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” politikası.
Necip halkımın genel görünümüne gelinde;
Cuma günü, şehitler memleketlerinde son yolculuklarına uğurlanırken, benim duyarlı(!) insanlarım, sosyal medyada, telefonla ya da karşılaşıldığında, herkes birbirine “hayırlı cumalar” temennisinde bulunuyorlar.
Ve her zaman olduğu gibi, ateş yine düştüğü yeri yakıyor…
Bana gelince;
Bu yazıyı sürdürmeye yüreğim yetmiyor.
İyi haftalar necip halkım, iyi haftalar…
|