Telgraf Gazetesi’nin dünkü sayısında bir haber dikkatimi çekti.
Başlık “Yardımla Yaşıyoruz…”
Haberde Deniz Erkaya imzası var.
Erkaya araştırmış, soruşturmuş güzel bir haber yapmış;
2009 yılının ilk 7 ayında Şehitkamil ve Şahinbey merkez ilçelerimizde 75562 aileye devletçe yardım yapılmış.
Kaymakamlıklar aracılığıyla 7 ayda yapılan bu yardımın parasal değeri 8 milyon Tl. civarındaymış.
Verilen 75562 rakamı kişi değil, aile.
Her ailede 4 kişi olduğunu varsayarsak, ortaya çıkan rakamla 302248 kişiye yardım yapıldığını öğreniyoruz.
Biz 4 ile çarptık, siz 5 ile 6 ile de çarpabilirsiniz.
Yani Gaziantep nüfusunun dörtte biri, devletten aldığı yardımla yaşamını sürdürüyor demek bu.
Bu yardımlar yiyecek, giyecek, yakacak, yemek ve nakit biçiminde sürürken, ev eşyası, tıbbi malzeme, okul araç gereçleri, kırtasiye gibi yardımlarla da sürüyormuş.
Cumhurbaşkanınca onaylanan, “İşsizlik Sigortası Kanunu ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapan Kanun” değişik yeni biçimiyle ne diyor?
İşsizlik sigortası fonu nema gelirlerinden bütçeye pay aktarın diyor.
Şimdi bundan, işçiden kesesinden ve hakkından, “yardımla yaşayanlar” a yardım yapıldığı gerçeği mi çıkıyor ortaya?
Yoksa ben mi öyle anlıyorum?...
Hani bir de geçici deprem vergisi vardı.
Geçici denilen ama kalıcı olan vergi…
1999 yılı 17 ağustos depreminden sonra, depremzedelere yardım yapmak amacıyla alınan geçici deprem vergisi.
1999 dan 2009 a, hala sürüp gidiyor.
Bu “geçici” denilen ama “kalıcı” olan vergiden de yaklaşık 20 milyar dolar gelir elde edilmiş.
Rakam çok büyük ama bu paranın ne olduğu konusunda küçük bir ayrıntı bile yok.
Üstelik vergi hala alınıyor.
Depremzede için toplanan verginin “encamını” bilmek hakkımız değil mi?
Hak hukuk varsa tabi.
29 Mart yerel seçimleri sırasında CHP’den Şehitkamil Belediye başkanlığına aday olan ama adı çizilen Hasan Şahin diye bir zat, başbakanın “açılım” ına kendini kaptırarak partisinden istifa etmiş
Şimdi gelin, bu zatın adını çizen zatı takdir etmeyin.
Maazallah ya çizmeseydi…
|