Alkış nedir?
Sözlükler alkış konusunda nasıl bir tarif getirmiş bilmiyorum ama bana göre alkış, bir kutlama, bir takdir etme, bir beğenme hareketidir.
Çeşitli toplantılarda, mitinglerde çok sık rastladığımız bir harekettir.
Günümüze gelirsek; biz bu alkışlama olayını her konuda sık kullanır ve abartır olduk.
Karayı alkışlıyoruz, beyazı alkışlıyoruz, doğruyu alkışlıyoruz, yanlışı alkışlıyoruz.
Birileri dün yoğurda kara derken alkış kıyameti kopuyor, bugün yine aynı birileri, bu kez aynı yoğurda beyaz dediğinde de alkış kıyameti koparıyoruz.
Bu alkış eylemine son günlerin bir söylemiyle örnek verelim;
“Erdoğan parkasız Deniz Gezmiştir” diyen eski topçu Rıdvan’a alkış yok mu?
Hadi alkış!...
Bazı ilahiyatçılar, “müzik haramdır” diye fetva veriyorlar.
Hani alkış!...
Dün Feto’ya methiyeler dizenler, günümüzde en hızlı Feto düşmanı olmadı mı?
Ver alkışı…
Ben az yazayım, siz çok anlayın ve bol bol alkışlayın.
VE BİR FIKRA…
Alkış konu olunca aklıma hep bir fıkra gelir;
Sahnede bir konuşmacı, sözlerini sürdürüyor ve herkes alkışlarken, bir izleyen tek başına yuh diye bağırıyormuş.
Ayni konuşmacı için izleyenler koro halinde yuh diye bağırırken, o adam yine tek başına alkışlıyormuş.
Konuşma bitmiş, konuşmacı o adamı bulmuş ve sormuş; “herkes alkışlarken sen bana neden yuh diye bağırıyordun?”
“Ben sena yuh demiyordum ki” demiş adam, “alkışlayanları yuhalıyordum.”
“Peki, herkes yuhalarken sen neden alkışlıyordun?” diye sormuş bu kez konuşmacı.
Adam yine ayni tavırla, “ben seni alkışlamıyordum, yuhalayanları alkışlıyordum” diye yanıtlamış.
Hadi buna da verin alkışı…
|