Eğitim için bir tarikatın yurduna verilen çocuklara cinsel istismarlarda bulunuluyor, gazeteler yazıyor, televizyonlar söylüyor.
Toplumdan ses soluk çıkmıyor.
Kadınlar, tecavüze uğruyor, dövülüyor, vuruluyor,
Toplumdan ses soluk çıkmıyor.
15 yaşından küçük çocuklar, bazı hastanelerde, kayıtsız doğumlar yapıyor, haberlerde herkes duyuyor,
Koyun gibi izliyor, ses soluk yok.
Adam herkesin gözü önünde çalıyor, çırpıyor, yalan üstüne yalan söylüyor, kimsede tık yok.
Ege’de adalarımız işgal ediliyor, olağanmış gibi karşılanıyor.
Tam toplumsal duyarlılığımızı mı yitirdik diye düşünürken, Mehmetçiği, “Zeytin Dalı” operasyonu için sınır dışına gönderiyoruz, yitirdiğimizi sandığımız toplumsal duyarlılık bayrak gibi dalgalanıyor.
Ülkenin sıkıntılı olduğu dönemlerde, bizim toplumun bir geleneği vardır.
Sağcısıyla, solcusuyla, partili partisiz tüm yurttaşlar elbirliği ile kenetlenir.
Zeytin Dalı operasyonunda da öyle oldu.
Ancak milli iradenin temsil edildiği yüce meclis, hemen ama hemen toplanmaya çağrılmadı.
Biz hala milli mutabakat diye kendimizi yırtarken, halkımız Zeytin Dalı operasyonu konusunda mutabakatı sağlayıverdi.
Keşke ayni mutabakat, ayni dayanışma, ayni duyarlılık, yukarda saydığım konularda da gösterilebilseydi.
O konularda maalesef refleksimizi yitirmiş durumdayız.
Bir örnek vereyim; Kilis’in merkezine füzeler atılıyor, ölenler oluyor, yaralananlar oluyor, olay haberlere yansıyor, herkes görüyor, duyuyor ama salt Kilis’te ve Kilis dışında yaşayan Kilisliler acılar çekiyor, o kadar.
Toplumsal duyarlılık burada da sınıfta kalıyor.
Biz duyarlılığımızı ne zaman yitirdik?
Yoksa duyarsızlaştırıldık mı?
Buyurun size iki basit soru.
Ben yanıt bulamadım.
Dilerim siz bulursunuz…
|