Hiçbir şeyi gerçeğe bağlayamıyoruz.
Ya hüzzama ya segaha ya da ilahiye bağlıyoruz.
Format, usul, makam değişik de olsa hüzzam hüzzamdır.
Rast yok, Nihavent yok.
Hatta acemaşiran bile yok.
Ben şu anda saba sularındayım…
X
Türkiye haber denizinde kulaç atarken, haber kanallarımızın kutuplardan, çinimaçinden, yani uzak aşırı yerlerden haberler vermesini gülünç ve korkunç buluyorum.
İnsan olarak gülüyorum, gazeteci olarak korkuyorum.
Habercilik adına korkuyorum.
X
İnsanları, insanlığı seviyorum ancak çarşı – pazar dolaşıp, herkesin elini sıkıp, boynuna sarılıp öpmek bana göre değil.
Bu yapımdan dolayı ben milletvekili aday adayı bile olamam.
Tanımadığım, tanıştırılmadığım birinden oy için destek istemek, vallahi de bana göre değil.
Bu tür insanlarda sevginin yapay, saygının göstermelik olduğunu görmek acı veriyor bana.
İnanamıyorum, güvenemiyorum.
Dahası iğrenç geliyor bana.
Ve herhangi bir partiden aday olanlarda bu tür yaklaşımları görmekten üzülüyorum.
X
Seçimler bitmeden şu bizim antepfıstığına bir çözüm bulmamız gerek.
Yoksa ithal antepfıstığı ile tanıştıracaklar bizi.
Şaka gibi değil mi?
“Almacı Bazarı” nda, ithal antepfıstığı satıldığını düşünebiliyor musunuz?
Yahu bunun adı ANTEPFISTIĞI.
Şakası bile tüylerimi ürpertiyor.
Hele de bu konunun, yine bu yörenin adamı bir bakanın ağzından çıkması, şakayı bırakın, korkunç bir şey değil mi?
Hadi ben de bir şaka yapayım;
Böyle bir söylem bile bana hüzzam makamını çağrıştırıyor.
Allah’ım koru bizi bunlardan…
|