…
Az gelişmiş ya da gelişmekte olan toplumlarda, kahraman olmakla rezil olup tu kaka olmak arasında ince bir çizgi vardır.
Toplumun eğitim ve kültür düzeyi bir gelişme göstermiyorsa, bu ince çizgi gide gide daha da incelir ve gün gelir kopuverir.
Koparsa ne olur?
İnsanların birbirlerine güveni kalmaz
Saygı, sevgi gibi sıcak kavramlar alır başını gider, buna bağlı olarak da konunun sıcaklığı soğur.
Peki, ne yapmak gerek?
Gelişmekte olan bir toplum, ilkin eğitime ağırlık vermelidir.
Çağdaş, sorgulayan, tutarlı bir eğitim politikası ile toplum, çok değil, on yıl içinde gelişmeye, ilerlemeye ve saygı görmeye başlar.
Ardından teknolojide buluşlar, sanayileşmede rekabet, akılcı yatırımlarla tarım ve hayvancılık gelişir.
Böylece o toplum ilkin içinde sonra yakın çevresinde daha sonra da dünyada söz sahibi olmaya başlar.
Böyle bir toplum olabilmek için başta eğitim olmak üzere hukuk, adalet, eşitlik, özgürlükler ve demokrasi sarılacak kavramlar olmalıdır.
X
Şimdi bu yazımı okuyanlardan bazıları, “bu adam ne demek istiyor? Biz eğitimsiz bir toplum muyuz? Bizde hukuk, adalet, özgürlük, demokrasi yok mu?” diye sorabilirler.
Ancak ben bizden bahsetmiyorum ki
Az gelişmiş ya da gelişmekte olan toplumlardan söz ediyorum.
Yani bizim toplumumuzu tarif etmiyorum ve özellikle “söz meclisten dışarı” diyorum.
Yoksa yediden yetmişe, elindeki akıllı telefonlardan başını kaldırmayan, yine yediden yetmişe sosyal medyada slalom yapan, yarını düşünmeden günübirliğine yaşayan bizim toplumumuz için az gelişmiş ya da gelişmekte olan toplum demek haddimize mi düşmüş?
Ben yalnızca bir genelleme ile durum tespiti yapmaya çalıştım.
Bir kez daha vurgulayayım; “söz meclisten dışarı.”
Sözü “içeri” olarak algılamak isteyenleri, şiddet ve nefretle “tel’in” ediyorum.
Bilmem meramımı anlatabildim mi?...
|