GÜNAH KEÇİSİ ARAMAK…
Ülkede bir sistem değişikliği yaşanırken, Cumhuriyet Halk Partisinde kurultay için düğmeye basmak ne anlama geliyor?
Şu görülüyor ki Süleyman Demirel’in “dün dündür bugün bu gündür” söylemi, şimdilerde CHP için söylense yeridir.
Aslında konu, CHP’de genel başkanlık konusu olmamalıdır.
İzlenecek yol, yöntem, program, strateji ve tutarlı bir muhalefet konusu olmalıdır.
Güya demokratik görünme uğruna parti disiplininin ortadan kalkması, CHP’yi nereden nereye getirmiştir.
Seçenle seçilen arasındaki bağ, parti içi iktidar savaşına dönüştürülmekte, bu da CHP gibi köklü bir partiye zarar vermektedir.
CHP’de parti içi iktidar kavgasının sürmesi, iktidar tarafından fırsat bilinerek, yerel seçimlerin erkene alınmasını da getirebilir.
Parti kendine gelmeden yapılacak bir erken yerel seçimde, CHP ne kadar başarılı olabilir?
Yaklaşık iki ay boyunca CHP kurultay için uğraşacağından, muhalefet görevini yapamayacak, bu da iktidarın yoluna gül serpmek olacaktır.
Böyle bir ortamda gidilecek yerel seçimlerde, CHP’nin başarılı olacağını düşünmek safdillik olur.
X
Cumhuriyet tarihinde Türkiye’de solun iktidara geldiği görülmemiş olmasına karşın, sol hep öcü gösterilmiş, tu kaka edilmiştir.
Oysa sol, Türkiye’de hiçbir zaman iktidara gelememiştir.
Bazı sol söylemlere yer verse de CHP’yi solda bir parti olarak görmek de saflıktır.
Büyük kentleri, bu kentlerin varoşlarını elde tutamaması da bundandır.
Bu durumu salt genel başkana bağlamak ise yanlıştır.
Bir partinin genel başkanlığına Alinin gidip Osmanın gelmesine umut bağlamak ise aymazlıktır.
Plan, program değişmedikçe, seçen ile seçilen arasında sıcaklık ve içtenlik sağlanmadıkça, değişecek bir şeylerin olacağını sanmak pek akıllıca olmasa gerek.
CHP’de her zaman yaşanagelen iç kargaşayı ve son kurultay çağrılarını anlamak için ille de partili olmaya gerek yoktur.
Hele bu tür gelişmelere, “parti içi demokrasi” diye bakmak, bir algılama hatası olsa gerek diye düşünüyor ve son kurultay çağrısını günah keçisi aramak gibi görüyorum.
Bilmem doğru düşünüyor muyum?...
|