Kavgayla beslenen bir başkan.
Avrupa’da kavga etmediği ülke neredeyse kalmadı.
13 bin kilometre öteden gelmiş. Suriye’den çıkmıyor.
İran’a savaş açtı.
Zurnanın son deliği olan bir papazı bahane ederek, yılların dost ve müttefikliğini elinin tersiyle itti ve Türkiye’ye yaptırımlar uygulamaya başladı.
Yoksa papaz bahane miydi?
Rusya ile Çin ile zaten arası iyi değil.
Böyle bir adamı yorumlamak zor.
Çünkü adam sana düşman, bana düşman, dünyaya düşman.
Tramp denen deli, dünya ile uzlaşamıyor.
Buna bağlı olarak Amerika gerildikçe dünya da geriliyor.
Amerika’nın başkanı böyle.
Bizim başkana gelince;
Feto aldattı, Merkel aldattı, Tramp aldattı, Esat aldattı, Barzani aldattı.
Ve hala rahatmış gibi konuşmalar yapıyor.
Dahasını saymayayım.
Amerika’nın Türkiye’ye yaptırım uyguladığını açıkladığı saatten bir saat sonra, “Kürecik’ üssünü kapattım” denseydi, iş bu kadar uzamazdı.
Bakın İncirlik’ten Trabzon’dan ve ülke genelindeki Amerikan üslerinden söz etmiyorum, yalnız Kürecik için bir kararlılık gösterilseydi, durum bu noktaya gelir miydi?
Şimdi bunlarla oyalanmayı bir tarafa bırakalım.
X
Son günlerde dolardaki sıçramaların, yabancı turist çekeceğini söyleyip mutlu olanlar da var.
Gerekçeleri de hazır; “Adam cebine iki bin dolar koyup gelecek, Türkiye’yi baştanbaşa gezecek ve dolarını bırakıp gidecek.”
Sorsan, en büyük yurtsever kendisi.
Allah akıl vere diyeceğim ama adam kendini çok akıllı sayıyor.
X
ABD şu anda dünyanın takozu durumunda.
Daha önceki yazılarımda “dünya ağası” demiştim ama yanılmışım.
Şu anda takoz.
Ve bu takozu da kereste gibi bir adam yönetiyor.
X
“Bağımsızlık benim karakterimdir” e karşı, “birileri bize kapıyı kapatır, birileri de açar” ne demek?
Bu söylem kapıyı kapatana gözdağı, kapı açacak olana ışık mı yani?
Hep birlikte bağımsızlık bizim karakterimizdir demek dururken.
Bu sert rüzgarın sürüklemesiyle krizin derinliklerine girmeden ve Amerika’yı yeniden keşfetmek yerine önce vatan demek gerekmiyor mu?
|