İlginç bir toplum olduk.
Sosyolojik, psikolojik, demokratik ve demografik yapımız değişti.
Sempatik sinir sistemimiz allak bullak.
Adamın her konuda sıkıntıları var, çözememiş.
Kentin en işlek caddesindeki bir binanın çatı katına çıkmış, elinde bir de tabanca, sağa sola ateş edip duruyor.
Polis teyakkuzda.
Halk toplanmış, herkesin elinde akıllı telefonlar, olayı görüntülüyorlar.
Belki de “gönderin yayınlayalım” diyen bir televizyon kanalına bağlanıp habercilik yapacaklar.
Tam o sırada gazeteciyim diyen bir zibidi beliriyor, elinde silahla yüksek bir binanın çatı katındaki adama bağırıyor; “neden çatıya çıktınız?”
Adam zaten çevreye boş boş bakıyor, o acar gazetecinin(!) sorusunu duyacak halde değil.
İkinci gün gazetede manşet; “psikolojik sorunları olan ve bunalım geçiren bir vatandaş, yürekleri burktu…”
Eee, sonuç, haber takipçiliği.
Hak getire…
Gazetecilik zaten ayağa düşmüş, bir kez daha düşüyor.
Tarım Bakanının, ihale yapmadan et alınma konusunda soru soran gazeteciye verdiği yanıt, bu iddiamın somut göstergesi değil mi?
“Maskaralık…”
Soruya yanıt bulamayan bakan, “benim yoğunluğumdan yararlanıp soru soruyorsunuz, bu maskaralıktır” dedi mi demedi mi?
Koskoca bir bakan, daha ne desin?
Gazeteci de soru mu sorarmış?
Haddini bilmeyen bir gazeteci(!) işte.
Yazıya başlarken ne demiştik?
İlginç bir toplum olduk dememiş miydik?
Yoksa siz hala Kaşıkçı ve papaz sularında mı kulaç atıyorsunuz?
Hadi canım siz de…
|