Bir bayramı daha geride bıraktık.
Bir bayramlık daha ihtiyarladık.
Bundan sonra kaç bayram geçireceğimiz bilinmezlerin en bilinmezi...
Ramazan ayının girişini sirke ile ekmek dağıtarak, kerameti kendinden menkul Oruç Baba türbesinde yaptık.
Devamını da bayram namazını hangi liderin hangi camide kıldığını yazarak getirdik hamdolsun…
Bu arada çilekeş memura yapılması çok görülen zam elektriğe yapıldı ama pek haber değeri olmadığından dolayı geçiştiriverdik.
Çünkü Cem Gariboğlu konulu garip bir dizi haber, televizyonlarımızın, gazetelerimizin öncelikleri arasında yer aldı.
İyi ki yer aldı.
Hiç olmazsa bu Cem olayı yine de basının ağırlığı ve takipçiliği ile birazcık da olsa aydınlandı.
Tam aydınlanması için daha çok lamba gerekecek…
Bu Şeker Bayramı tatilinin diğer bayram tatillerinden pek farkı yoktu.
Yollar yine kan gölüne döndü.
Ajanslar gazetelere, televizyonlara kaza ve ölüm haberleri geçtiler.
Bu haberleri, her basın organı kendi meşrebine göre verdi.
Kimi 104 ölü dedi.
Kimi 105 ölü dedi.
Kimi 125 ölü dedi.
Yaralı sayısına gelince kimi 425 dedi kimi de sayıyı yuvarladı, 500 dedi…
Kaza nedeni olarak da hatalı sollama, aşırı hız ve dikkatsizlik gösterildi.
Her bayram sonrası sanki şablon haberler izliyorduk.
Bayram öncesi, bayramda ve bayram sonrası yaşanan kazalar, benim gözü pek yurttaşımı yıldırmıyor.
Sanki herkes tatil kazalarında ölmek ve öldürmek için can atıyor.
Başbakanın bayram namazı sonrası cami çıkışında 1674 kişi ile tokalaşarak bayramlaştığı haberi de vardı.
Ardından parti toplantısında da 3200 kişiyle tokalaşarak bayramlaştığı haberiyle coşuyordu cennet ülkemin güzel insanları…
Yaygın ve saygın gazetelerimizin acar muhabirleri de sanki tokalaşmayı dikkatle sayarak veriyorlardı bu tür haberleri.
Yaygın ve saygın basınımız, her bayram sonrası bu tür önemli(!) haberleri vermekten bir türlü usanmadı.
Tabi bizim gibi dangalaklar da böyle yazıları yazmaktan bıkmadık, usanmadık.
Yaza yaza trafik kazalarını bitirebildik mi?
Neredeeeee?
Herkesin gözü önünde gerçekleşen ve herkese doğal gelen çelişkileri yaza yaza çözebildik mi?
Neredeeee?
Bizim, daha iki kişi arasındaki çelişkiyi, anlaşmazlığı çözemeden, ülkede yaşanan çelişkilere eğilmemiz de ayrı bir çelişki olsa gerek…
Haydi bakalım, bayram da tatil de bitti.
Cem de teslim oldu.
Biraz rahatlayabildik mi?
İşte bu rahatlama olayı o kadar kolay değil.
Altında buzağı aranacak o kadar dana var ki…
Şimdi de “hazmede hazmede, hazmettire hazmettire” çıktı.
Dandini dandini dastana. Danalar girmiş bostana.
Eeee, bostancı nerede?
O kadar uzak bir coğrafyadan neyi hazmetmeye ve hazmettirmeye çalışıyor?
Dandini dandini dastana, danalar giriyor bostana.
Du bakali n’olacak?..
|