Yaza yavaş yavaş veda ediyoruz.
Kış, Kuzeydoğu ve Duğuanadolu’dan girdi.
Artık dikkatli olmak gerek.
Oysa cennet ülkem kar altında ama ne hikmetse kimse üşümüyor.
Kimsenin kılı kıpırdamıyor.
Memur kar altında üşümüyor,
Kılı kıpırdamıyor.
İşçi, üretici, küçük esnaf kar altında, üşümüyor,
Kılı kıpırdamıyor.
Kıl, özelliğini yitirmiş, tüy olmuş demek ki.
Yani yumuşamış.
Güncel bir söylemle, layt olmuş…
Kayseri’de, bayram günü el öperek şeker toplamak için evlerinden çıkan çocuklardan hala haber yok.
Çocuklar kayıp !...
Önemli olan çocukların kaybolmaması değil, bunca gündür bulunamaması.
Küçük yaştaki kıza cinsel taciz suçundan yargılanan, yaşı 80 e dayanmış bir soytarıya, -kurtarma girişimleri boşa çıktıktan sonra- 13 yıl hapis cezası.
Bu soytarıyı protesto etmek için, elindeki şemsiyeyi ona doğru sallayan kadınlara 15 yıl hapis istemi…
Kıllar kıpırdamıyor.
Öte yandan iktidar, vergi sarmalıyla açık kapatma telaşında.
Kimse vergisini vermiyormuş.
Memur veriyor.
İşçi veriyor.
Küçük esnaf veriyor.
Kimmiş bu vergisini vermeyenler?
Vergilendirilmemiş kazançla bal börek içinde yaşayanlar kimlermiş?
Vergi kaçıranlara şimdiye dek ne yapıldı?
Bırakın yapılanı, sakat vergi politikalarıyla vergi kaçırmak özendirildi sanki.
Evet, cennet ülkeme yavaş yavaş kış geliyor.
Hem de karakış…
Hem de herkesin gözü önünde.
Bir kesim bu kara kışı “ka^r – akışı” na çevirme telaşı içindeyken bile kıllar kıpırdamıyor.
Kıl tüy olmuş ya.
Yumuşamış ya.
Bir epilasyon yapılsa ne kıl kalacak ne tüy…
Her şey cillop gibi ortaya çıkacak da…
Ve son olarak Denizli’den bir ses;
77 yaşındaki bir sanayici, “biz Anadolu Kaplanı değil Anadolu eşeğiyiz” demiş ve sözlerini şöyle sürdürmüş; “Biz sırtımızda yıllarca yük taşıdık. Bu yaşımızdan sonra da taşımaya devam edeceğiz.”
77 yaşındaki bu sanayici ne demek istiyor acaba?
Siz merak etmiyor musunuz?
|