Şöyle ya da böyle, acısıyla tatlısıyla bir yılı daha geride bırakıyoruz.
Bugün 2018 yılının son günü.
Bitirmenin sonuna geldiğimiz bir yıl nasıl geçti diye sorarsanız, psikolojik, sosyolojik, demografik ve ekonomik bir savaş içinde geçti desem, bilmem doğru olur mu?
Çünkü politikanın, hukukun, adaletin ve ahlakın erazyona uğradığı bir yıl geçirdik.
Ve basın için, basın emekçileri için aydınlık bir yıl hiç değildi.
X
Suriye konusundaki yanlış politikalar, bitirmek üzere olduğumuz yılın sonunda geri tepmeye başladı.
Bugün iktidarda olanların hocası Necmettin Erbakan, 1994 yılında, parlamentoda bir gurup konuşmasında, “Suriye’de bir kargaşa çıkarsa, dikkat edin, hedef Türkiye’dir” demişti.
Suriye’nin baldırıçıplak takımını kuvayi millicilere benzetenler, sığınmacılar için 30 milyar dolar harcandığını gerine gerine söylüyorsa, bu konu artık sarpa sarmış durumda demektir.
Kimine göre Mümbiç kimine göre Menbiç diye söylenen Suriye’deki bir kente ha girdik ha gireceğiz derken, Suriye yönetimi, toprak bağımsızlığını korumak için kendisi yürümeye başladı.
Dostumuz olan Rusya’nın lideri de bu durumdan memnuniyet duyduğunu açıkladı.
Ve Suriye’den çekileceğini söyleyen Amerika, üs alanı olarak Irak’ı seçme sevdasında.
X
Türkiye’de de İsrail’de de seçim var.
İki ülkede savaş çığlıkları atılıyor ve savaş seçim malzemesi olarak kullanılıyor.
Fotoğrafı önünüze alıp geniş bakarsanız, bunun böyle olduğunu görmemeniz olası değil.
X
2018 yılının son gününde bir yeni yıl yazısı bile yazamıyoruz.
Son gününü yaşadığımız 2018 yılı hiç de iç açıcı geçmedi çünkü.
Umudumuzu 2019 yılına bağlayarak aydınlık günlere koşturmak istiyoruz, yapamıyoruz.
Dilerim yanılmış olurum.
Dilerim yeni yılın sonunda böyle bir yazı yazmama gerek kalmaz.
Adalet, huzur ve mutluluk getirmesi dileğiyle herkesin yeni yılını kutluyorum…
|