Partiler aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) tam da verecekken, tüm partilerin bermuda şeytan üçgenine dönmesi pek şaşırtıcı gelmedi bana.
Adı kesinleşmiş adayların adaylıktan çekildiğini açıklaması, bazı parti yerel örgütlerinin yönetim olarak istifa etmesi, meclis üyeliği için adaylar arasında adını göremeyenlerin kıyametler koparmaları, hemen hemen her seçim öncelerinde yaşananlardandır.
31 Mart seçimi öncesi bu tür işler daha hızlı yaşanır oldu.
Hani bu yerel seçim için “beka” sorunu deniyor ya!
Bana kalırsa bu seçime katılamayanların beka sorunu olsa gerek.
Ya da seçimin kendileri için beka sorunu olduğunu düşünenlerin beka sorunu olsa gerek.
Bilmem yanılıyor muyum?
Geçmişte ne belediye meclisleri gördük.
İmar komisyonuna, bu konuda hiçbir teknik bilgisi ve eğitimi olmayan meclis üyelerinin seçildiğini gördük.
İktisat komisyonuna, emlakçı meclis üyelerini seçildiğini gördük.
Kısaca anlatırsak, çeşitli komisyonlara, o konu ile ilgisi olmayan meclis üyelerinin talip olduklarını ve seçildiklerini gördük.
Şimdilerde ise her partiden, meclis üyeliğine aday olmak isteyenlerin kavgasına tanık oluyoruz.
Bu tür çekişmeler, iktidarıyla, muhalefetiyle tüm partilerde yaşanıyor.
Ve bu çekişmelerin tümü güya halktan yana!
Halkı düşündükleri için, halkı rahat ettirmek istedikleri için!
Halk ise zurnanın zırt dediği yerde bocalayıp duruyor.
Tüm partiler kesin adaylarını belirleyip, “hadi bakalım, harç bitti, inşaat paydos” dediğinde, tüm partilerin üyeleri arasında bir dalgalanma başlayacak, partisinden istifa edenleri, hemen parti değiştirenleri, sandığa gitmeyeceğini açıklayan partilileri seyreyleyin.
Hep böyle olmadı mı?
Yine böyle olacak.
Ha öyle ha şöyle ha böyle, seçim bitecek, belki sular durulacak ama kimin ne olduğu da böylece ortaya çıkacak.
Yarın A partiliyi B partisinde, C partiliyi D partisinde görmemiz yakındır.
Ve bunun adına da demokrasi deniyor…
|