Politika cıvıdı.
Şimdi bana Ankara’dan seçilebilecek bir il veya ilçeden belediye başkanlığı adayı olmam teklif edilse, anında reddederim.
Hadi kabul ettiğimi varsayalım, kadro kurmaya kalksam, “yok öyle şey, sana başkanlık verdik ama kadroyu biz kuracağız” derler.
Politikada ilke kalmadı.
Politikacının dili bozuldu.
Bir yerel seçim öncesindeyiz, ortaya bir “beka” sözü attılar ve hala ardından gidiyorlar.
Yalan, politikacının çok sık kullandığı çirkin bir malzeme oldu.
Ben yoksam bu parti de yok diyen güya politikacılar çoğaldı.
Kandil ile Pensilvanya ile eşleştirilen muhalefet partilerinin kapatılması için bir girişim yok ama seçim malzemesi olarak sık sık kullanılıyor.
Politikaya ilkesizlik egemen oldu.
Politikanın dili bozuldu.
Bir koltuk kapabilmek için milyonlarca seçmeni hiçe sayan politik bir kavga veriliyor.
Yalanı tekrarlayıp doğruymuş gibi anlatmak, seçmenin kafasını allak bullak ediyor.
Kim doğru söylüyor, kim yalan söylüyor belli değil.
Üstelik necip halkım içinde yalana inananlar pek az değil.
Politikacılık devlet adamlığıdır.
Hokkabazlık, madrabazlık değildir.
X
Çanakkale ve çevresinde yaşanan 5 şiddetindeki depremden sonra, tüm haberler deprem tehlikesine yöneldi.
İmar barışı(!) kentsel dönüşüm unutuldu.
Yahu Türkiye deprem kuşağında.
Şimdiye dek ne yaptınız diye sormaya kalksak, tüm partiler sınıfta kalır.
X
Hele şu 2019 un Martı bir gelip geçsin, Nisana girelim, gümbürtü galiba o zaman kopacak.
Biz bu cennet ülkenin aşığıyız.
Ancak politika seviciler için ülke hikaye.
Yeter ki bir koltuk kapsınlar.
Görüyoruz, yaşıyoruz ve yazıyoruz.
X
Bende tansiyon falan yoktu, doktor arkadaşlar baktı, “senin tansiyonun çok yüksek” dediler.
“Ne yapmalıyım?” diye sordum.
“İpimle kuşağım ya da saldım çayıra, mevlam kayıra” hapı önerdiler.
Eczanelerde bulamadım.
Varın halimi siz düşünün.
Benim düşünmeye bile mecalim kalmadı çünkü…
|