Seçime gidiyoruz.
Az kaldı.
31 Mart ha geldi ha gelecek.
Ancak seçime mi gidiyoruz savaşa mı belli değil.
Türkiye büyüyor mu küçülüyor mu?
Bu soruya yanıt vermek için seçim nutuklarına ve çarşı – pazar fiyatlarına bakmak yeterli sanırım.
X
Haberlerde her gün içimiz yanarak izliyoruz;
Spor sahalarında kavga.
Sokaklarda, caddelerde kavga.
Kimi sportif(!) kavga kimi “yan baktın” kavgası.
Tüm partilerin liderleri, birbirleriyle kavga içinde.
Bu da politik kavga.
Pek de hoş olmayan bir dille birbirlerine çatıyorlar.
Ve birbirlerine çatmaktan plan program açıklamak akıllarına gelmiyor.
Ama bu hoş olmayan politik kavgayı halk gülümseyerek izliyor.
Böyle olaylara bakarak ülke gelişiyor diyebilir misiniz?
İşsizlik almış başını gitmiş.
İş adamı konkordato düşünüyor.
Ataması yapılmayan binlerce öğretmen var.
Emeklilikte yaşa takılanlar iki arada bir derede.
Üniversite mezunu gençler boşta geziyor.
X
Tarım ülkesiydik, neredeyse tüm tarım ürünlerini dışardan alır olduk.
Canlı hayvan ihraç ederdik, canlı hayvan ve ne olduğu bilinmeyen et ithal eder olduk.
Peki, böyle olumsuzluklara karşın ülke büyüyor diyebilir miyiz?
X
Seçim öncesi atılan nutuklara bakarsanız, siyah – beyaz.
Birinin ak dediğine öteki kara diyor.
Biri yanlış diyor öteki doğru diyor.
Biri güzel diyor öteki çirkin diyor.
Bana sorarsanız halk bunları dinliyor, akıl süzgecinden geçirdikten sonra, 31 Mart günü kendi sözünü söyleyecek.
Yani 31 Mart önemli bir gün.
O güne kadar daha nelerle karşılaşacağımızı bilemem ama bu yerel seçim sonucunun bir denge sağlayacağını düşünüyorum…
|