On güne yakın zamandan bu yana İstanbul’dayım.
İstanbul, İstanbul olmaktan çıkmış, sanki istila altında.
Eminönü’ne gittik, kayıklarda balık ekmek yerken baktım, Afganistanlı, Iraklı, İranlı, Suriyeli, Pakistanlı bizden fazla.
Beyoğlu’na geçtik, İstiklal Caddesi’ne girdik, sağımızdan solumuzdan geçenlerin hiçbiri Türkçe konuşmuyor.
Afganistanlı, Suriyeli, İranlı, Iraklı, Pakistanlı kendi dillerinden ve bağırarak konuşuyorlar.
Daha önce Kanlıca’ya yoğurt yemeye gitmiştik, orasının da istila edilmiş durumda olduğuna üzülerek tanık olduk.
Bunlar ülkeye döviz kazandıran turistler değil.
Metroda, Otobüste bağıra çağıra konuşan görgüsüz tipler.
Kilis’e, Hatay’a, Gaziantep’e bakıyorduk, içimiz sızlıyordu.
İstanbul Kilis’ten de Hatay’dan da Gaziantep’te de kat kat beter durumda.
Sonuç olarak İstanbul istila edilmiş gibi geldi bana.
Büyüklerimiz, ekonomiyi böyle düzelteceklerini sanıyorsa büyük bir yanılgı içindeler.
Allah İstanbul’da yaşayanların yardımcısı olsun…
X
Bir süreden beri bir kutuplaştırma hareketi vardı.
Büyük kentlerin belediye başkanlıkları iktidardakilerce kaybedilince, gerginlik arttırılmaya başlandı.
Doğu’dan 4 şehit cenazesi gelince, bazı gazete müsveddeleri hayasızca manşetler atarak gerginliği körükledi.
Bu arada Ankara’nın Çubuk İlçesinde bir şehit cenazesine katılan ana muhalefet partisi lideri Kılıçdaroğu’na linç girişiminde bulunan bir güruh çıktı ortaya.
Bunların şehidin yakınları olmadığı gibi, o köyden birileri olmadıkları da anlaşıldı.
Peki kimlerdi bu Çorum, Sivas, Kahramanmaraş artıklar?
Önce İç İşleri Bakanı çıkıp, “Şehitlerin cenaze törenlerinde, CHP’lileri protokole almayın” demişti.
Linç olayı yaşanırken, şehidin cenaze törenine katılan Milli Savunma Bakanı, eline megafonu alarak linç girişiminde bulunanlara, “yakın o evi yakın” diye haykıranlara; “değerli arkadaşlarım, kardeşlerim. Mesajınızı verdiniz, dağılın artık” diye seslendi.
Kendileri nasıl bir mesaj aldıysa.
Linç girişiminden sonra MHP başkanı Bahçeli, “% 9 oy aldığın yerde ne işin vardı?” diye konuyu cıvıttı.
Ardından, “o adama yumruk attıracak ne yaptın?” diye devlet adamlığını(!) gösterdi.
X
Gerginliği kim yaratıyor?
Yaratılan gerginlikten kim yararlanmak istiyor?
Kızgın demirin soğutulması kimin, kimlerin görevi?
Bu konuda yaşanan gerginlik dikkatle izlenmeli ve tez zamanda çözüm bulunmalıdır.
Yurtsever, adalet, barış ve demokrasiden yana olan aklı başında herkesin isteği budur…
|