23 Haziran günü İstanbullu seçmen yine sandık başına gidecek.
İstanbul’dan bize ne demeyin, ülke nüfusunun neredeyse % 20 si İstanbul’da yaşıyor.
Bu yeniden İstanbul seçimi iki aday arasında geçecek.
Biri AKP’nin adayı Bin Ali Yıldırım öteki CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu.
Ekrem İmamoğlu, bir önceki dönem İstanbul’da bir ilçenin belediye başkanlığını yapmış.
3 Ay öncesine kadar bilinen, tanınan biri değildi.
CHP liderinin isabetli bir kararıyla 31 Martta yapılan yerel yönetim seçimi için, İstanbul Anakent Belediye başkanlığına aday gösterildi.
O günden bu yana tüm ülke Ekrem İmamoğlu’nu tanımaya ve sevmeye başladı.
23 Hazirana doğru giderken İstanbullu seçmen ve tüm yurttaşlar, artık politikada bir Ekrem İmamoğlu var noktasına geldi.
X
AKP’nin adayı Bin Ali Yıldırım’ı 20 yılı aşkın bir zamandır herkes tanıyor.
İstanbul Belediyesindeki müdürlükleriyle, milletvekilliği ile bakanlığı ile çeşitli adaylıkları ile başbakanlığı ile başbakan iken başbakanlık sisteminin “mülga” edilmesine oy vermesiyle, TBMM başkanlığıyla ve son olarak İstanbul Anakent Belediye başkanlığına aday gösterilmesiyle herkes tanıyor.
31 Mart seçimlerinde, 3 Ay öncesine kadar tanınmayan biri ile 20 yılı aşkın bir zamandır tanınan birinin yarışını izledik.
Bu seçimin sonunda iki aday da haksızlığa uğradığını ve mağdur edildiğini söylüyor ama bazı AKP’liler bile haksızlığa uğrayanın Ekrem İmamoğlu olduğuna inanıyor.
İnanıyor ancak dillendirmeyi fısıltı halinde yapıyor.
23 Haziran günü, İstanbul Anakent Belediye başkanlığı seçimi yeniden yapılacak.
Kararlarına itiraz edilemeyen Yüksek Seçim Kurulu’nun 7 üyesi öyle buyurdu.
İktidar partisinin İstanbul’u kaybetmek istemediğini de herkes biliyor.
Ve 23 Haziran seçimi sanki bir ölüm – kalım savaşına dönüştürüldü.
Beka sorununu dillendiren kalmadı.
Ancak yine de bu savaşın adına “hizmet yarışı” diyebiliyorlar.
31 Mart yerel seçimiyle ve İstanbul için, Anakent Belediye Başkanlığı seçiminin 23 Haziranda yenilenmesi kararıyla, bir iktidar hırsına tanık olduk.
Bizde bir özdeyiş var; Mahkeme kadıya mülk değildir derler.
Her şey herkesin gözleri önünde gelişmiyor mu?
Bakalım bu hırs nereye kadar sürecek?..
|