Türkiye’nin güneyinde, Suriye topraklarında birçok bayrak dalgalanıyor.
Türk Bayrağı, Amerikan bayrağı, Fransız bayrağı, İran bayrağı, İngiliz bayrağı ve Suriye bayrağı.
PKK’nın, YPG’nin PYD’nin bayraklarını saymıyorum.
Bir gece ansızın girebileceğimizi ilan ettiğimiz, güneyimizdeki Suriye topraklarında durum bu.
Çok uluslu şirketler gibi çok uluslu topraklar.
Amerika demokrasi getireceğini söyleyerek bu topraklara hörelendi.
Oysa ayni amaçla yani demokrasi getirme maksadıyla girdiği Irak’ın, Libya’nın durumu meydanda.
Bırakın bir gece ansızın girmemizi, kendilerinin yaptığı gibi yavaş yavaş, alıştıra alıştıra girmeye kalksak, Ortadoğu’da kıyamet koparacaklar.
Binlerce kilometre uzaktan gelip yerleşenlerin, bu işten pek karlı çıkabileceğini sanmıyorum.
Bu konuda avantaj bizde.
Ancak biz de diplomatik davranamıyoruz.
Hat hut edip duruyoruz.
Kaçtıkları ülkelerine bayram tatili yapmaya giden sığınmacılar için ne düşünülüyor?
Şimdilerde de Rusya’dan aldığımız S400 savunma füzeleri için, Amerikan’ın uygulayacağı ambargo maddelerinin ne olacağını merak ediyoruz.
İncirlik gibi, Kürecik gibi çeşitli Amerikan üslerini hesaba almıyoruz.
Acaba onlar da bu üslerin hesabını yapamıyorlar mı?
Üstüne üstlük yine güneyimizde, Akdeniz’de sular bir türlü durulmuyor.
Kanatlarımızın altına almaya çalıştığımız Filistin bile Akdeniz’de bizden yana değil.
Bekleyelim görelim.
X
Erken seçim söylemi tartışılmaya başlanmışsa, hele bu konuyu yüce meclisin başkanı çok ciddiye alıp açıklamalar yapıyorsa, erken seçim yoldadır.
Bir de iktidarın küçük ortağı partinin genel başkanı diline dolarsa yandı gülüm keten helva.
Çünkü o zat ne zaman erken seçimden söz ettiyse, erken seçime gidilmiştir.
Hele bunu da bekleyelim görelim.
X
Ne söylerse söylesin, kalabalıkların alkışladığı adama sormuşlar;
“Her sözünüzü neden alkışlıyorlar?”
Adam kasılarak gülmüş ve “valla ben de bilmiyorum ama hani hoşuma da gitmiyor değil” diye karşılık vermiş.
Şimdi ben ne diyeyim?
Fıkra gibi bir şey işte…
|