Kilis’te yayınlanan ve 1961 yılında gazeteciliğe ilk adımımı attığım gazete olan Kent Gazetesi’nin 23 Temmuz 2019 günlü sayısında iki haber dikkatimi çekti.
Haberin biri, kısaca şöyleydi;
Şanlıurfa’nın Harran İlçesi’ndeki konteyner kent kapatılacakmış, burada barınan 9500 Suriyeli sığınmacıdan kendi olanaklarıyla ev tutacak olanlara kira yardımı yapılacakmış.
Konteyner kentte kalmak isteyenler ise, Kilis’in Elbeyli İlçesi’ndeki çadır kente yerleştirilecekmiş.
Haberin biri bu.
İkinci habere gelince;
Yine Kilis’te Öncüpınar’da bulunan konteyner kent kapatılacakmış, burada barınan Suriyeli sığınmacılar da Elbeyli İlçesi’ndeki konteyner kente gönderilecekmiş.
Birbiriyle ilintili iki haber böyle.
Elbeyli’de yaşayanların Allah yardımcısı olsun.
Kilis zaten nüfusundan çok fazla sığınmacıya kucak açmış.
Dolayısıyla kentin demografik, sosyolojik, psikolojik ve ekonomik yapısı bozulmuş, denge allak bullak.
Kilislinin çilesi ne zaman bitecek diye soran, sorgulayan kimse yok.
Yani Kilisli, kendi sorununu, kendi sıkıntılarını kendilerinin çözmesi gibi bir aymazlıkla baş başa bırakılmış.
Ankara sanki Kilis’i gözden çıkarmış gibi.
Üstelik Kilis’in Ankara’da iktidar partisinden seçilen iki milletvekili var.
Bu iki milletvekilinin, mecliste konuyu gündeme getirerek çare arama ve üretme çabalarına tanık olmadık.
Tanık olan varsa beni aydınlatsın, özür dileyeyim.
Yani Kilis’in bir başınalığı sürüyor.
X
Bu arada Kilis’te 100 kişinin alınacağı bir iş için 4 bin kişinin başvuruda bulunması, her şeyi açıklamıyor mu?
Üstelik Kilislilerin dışında Suriyeli sığınmacıların da başvuruları varmış.
Tamam, Suriyeli sığınmacı da zorda ancak onlara bazı ayrıcalıklar tanınmış.
Esas zorda olan Kilis halkı değil mi?
Ankara’nın haberi var mı?
İki Kilis milletvekilinin haberi var mı?
Bilemiyorum ama haberleri olsa şimdiye dek bir çözüm bulunmaz mıydı?
Kilis’in ve Kilislinin işi Allah’a kalmış durumda…
Son söz;
Kilis’te yaşanan bunca olaya karşın Kilis, medyada İngiltere’nin yeni başbakanının Osmanlı torunu olduğu kadar, büyük büyük dedesi Ali Kemal’in Çankırı’daki metruk evi kadar ve Hakan Atilla’nın Amerika’da tahliye olduktan sonra İstanbul’da VIP karşılaması kadar medyada yer almadı.
Ve yandaş basında, İngiltere yeni başbakanı Osmanlı torunu diye övünmeye bile başladılar.
Daha ne diyeyim?...
|