Gözümüz aydın.
Güzün aydın Hatay. Gözün aydın Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa.
Gözün aydın Türkiye.
Her türlü zamdan etkilenmeyen yurttaşların gözü aydın.
Memur zammına, işçi zammına, elektrik, doğalgaz, çarşı – pazar zammına yani iğneden ipliğe gelen zamlara pel pel bakan benim necip yurttaşlarımın gözleri aydın.
Güney sınırımıza ne olduğu, kim olduğu belli olmayan milyonu aşkın insanlar dayanmış.
Bu kim oldukları belli olmayan insanlara kucak açmaya hazır mısınız?
Cilvegözü, Öncüpınar sınır kapıları hazırlıklı mı?
Adamlar, sınırda bekletildiği için sinirlenmişler, cumhurbaşkanının posterini ve Türk Bayrağını yakmaya başlamışlar.
Askerimize saldırmalarına ne demeli?
Yani “hadi bizi içeri almayın da görelim” tavrı içinde, beş benzemezle rest çekiyorlar.
Güvenlik hak getire.
Konunun en acı yanı, sınırdaki bu kargaşa ve gerginliği, yandaş bir gazetenin, Suriye’den Türkiye’ye teşekkür yürüyüşü diye vermesi.
X
Hani biz Şam’da Emevi Camiinde Cuma namazı kılacaktık ya!
(Üstelik büyük zaferin 97. yılında hem de Cuma günü, Cuma hutbesinde Atatürk’ün adını anmama gibi bir gaflete de düştük.)
Şimdi onlar bizim sahillerimizde fink atıyorlar, namaz – niyaz umurlarında değil.
Onların içinde de mutlaka gerçekten zorda, yoksul ve iyi insanlar vardır ancak bu konuyu ayırt edebilme o kadar kolay olmasa gerek.
Bizim tulumbada su kalmamışken, hadi bunları da bağrımıza basalım.
Suriye politikası değişmedikçe, susuz kalırsak hep birlikte kalırız.
Valilerin bu konuya el atması olanaksız.
Ankara ne derse el haak doğrudur, o olur.
Benim maaşına % 3- 4 zam yapılanlarım, doğalgaza, petrol ürünlerine, çarşı – pazara yapılan zammın nasıl altından kalkacağını düşünürken, hadi sana bir düşünce daha.
Ne olacak bu sınırımıza dayanan ve kim oldukları belli olmayan insanların hali?
Gel de dert etme.
Hani ekonomimiz yerinde ya!
Hani istersek IMF’ye borç para verecek durumdayız ya!
Bu iş ne iştir diye soran, sorgulayan yok.
Sonucu mu soruyorsunuz?
Söyleyeyim;
İşimiz Allah’a kalmıştır…
|