Toplumun sosyolojik ve psikolojik yapısı öylesine bozuldu ki kimse kimseye bırakın yardımcı olmayı, katlanamıyor.
Empati diye bir şey kalmadı.
Politikacı politikacıya katlanamıyor.
Doktor doktora, imam imama, demirci demirciye, öğretmen öğretmene, katlanamıyor.
En acısı da kardeş kardeşe katlanamıyor.
İktidar kimseye katlanamıyor.
Oysa hiç kimse devletin demirbaşı değildir.
Toplumun yapısı böyleyken, devlet her tür sığınmacıya katlanıyor.
Zorunda mıydı?
Değildi.
Yanlış bir politikada inat edilmesi bizim açmazımız oldu.
Devleti yönetenlerin her konuşmalarında ayrı ayrı rakamlar verdiği sığınmacıların sayısı bile tam olarak belli değil.
Sayı ağırlığı Suriyeli sığınmacılarda ama Iraklısı var, Afganistanlısı var, İranlısı var, Azerbaycanlısı var, Afrika’nın çeşitli ülkelerinden gelenler var.
Onlar da birbirlerine katlanamıyor.
Ve birbirine katlanamayan yurttaşların bu durumu araştırılmalıyken, benim yüce devletim nelere katlanıyor.
Yurttaş “açım” diye bağırıp, üstüne benzin dökerek kendini ateşe veriyor, kurtarılıyor, yanık ünitesi olan bir hastanede yer bulunamıyor bu kendini yakan yurttaşa.
Pazar yerinden çürük sebze, meyve toplayan onurlu insanlar görmezden geliniyor.
Üniversite mezunları boşta gezerken, boyacı dükkanı açar gibi üniversiteler açılıyor.
Çalışanın maaşına % 3 – 4 zam yapılırken, zorunlu tüketim aracı olan doğalgaza, elektriğe, petrol ürünlerine, neredeyse her ay yüzdesi yüksek zamlar yapılıyor.
Bunca saçmalığa, bunca çelişkiye karşın, yurttaşların birbirine katlanmasını istemek, ne kadar gerçekçi olabilir?
Birbirine katlanamamayı hoş gördüğümden değil, devletin bu konuya nasıl baktığından söz etmek istiyorum.
Benim kuşağımdakilerin çocukluk yıllarında, herkes birbirine özveriyle katlanırdı.
Siftah eden esnaf, müşterisini, siftah etmeyen meslektaşı esnafa yönlendirirdi.
Kaldı mı?
Ne yazık ki kalmadı.
Baksanıza, insanlar barut fıçısı gibi.
Aracını park etme kavgasında insanlar birbirini öldürüyor.
Hadi soralım;
Biz bu duruma ne zaman ve nasıl geldik?
Bilen var mı?
Başlıkta ne demiştik?
Kurşun bir yerden girer ama 40 yere hasar verir.
Yani her yanımızdan yaralıyız.
Allah yardımcımız olsun.
Amin…
|