Her gün yeni bir dert, her gün yeni bir keyif, her gün yeni bir söz dalaşı (polemik.)
Şehit vermediğimiz bir günümüz yok.
Ancak Fırat’ın doğusu da bir türlü gündemden düşürülmüyor.
İki hafta süre vermiştik, Amerika ziyaretinden sonra bakalım neler olacak?
Bu arada artarak süren kadın cinayetleri ve çocuklara taciz de ayrı bir gündem konusu.
Yaygın ve saygın gazetelerimize gelince;
Her manşet bir kabus.
Manşetlerden örnek verelim;
“FTÖ yeniden yapılanıyor…”
Ayni gün yayınlanan başka gazetelerin manşet haberleri;
“Amerika Fırat’ın Doğusuna 200 Tır Gönderdi. Girmek Zorundayız.”
“Teröriste 200 Tır Daha.”
“13 Kişilik Kadroya 6 bin Başvuru.”
“İşte İşsizlik Rakamları.”
“Amerika’nın PKK Aşkı Kabak Tadı Verdi.”
Benim yaygın ve saygın basınım bu tür haberlerle oyalanırken, Gaziantep’te Gastro – Antep Festivali yeni bitmişti.
Festival bitmişti ancak festivalde gözsüz, gezsiz, arpacıksız atışlar, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa’yı kızdırmış görünüyor.
Bakan Başkan Fatma Hanım, biberi sahiplenmiş ve “Antep biberi” demiş ya.
İlkin Kahramanmaraş ses verdi.
Şimdi de Şanlıurfa’dan “madem öyle, işte böyle” kıvamında bir ses geldi.
Şanlıurfa Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, antepfıstığının anavatanının Şanlıurfa olduğunu ve en çok fıstığın Şanlıurfa’da yetiştirildiğini söyledi.
Yahu kardeş, fıstığı adının başında Antep var.
Tam adı antepfıstığı.
Hadi gel de anlat…
Benim takıldığım fıstığın ve biberin nereli olduğu değil.
Binlerce oy alarak belediye başkanı seçilenlerin nelerle uğraştığı.
Ülke bunca sıkıntı içindeyken böyle çok önemli(!) konularla ilgilenmek, bize özgü bir durum olsa gerek.
Bu arada benim yaygın ve yerel gazetelerime malzeme çıkıyor, ballandıra ballandıra manşetler atılıyor.
Sof Dağı talanını konuşan, ilgilenen bir yetkili yok.
Sormadan edemeyeceğim;
Sahi bu biber ile fıstık nereli?...
|