Ekim ayı bitmek üzere.
Kasım ayına gireceğiz.
Geçtiğimiz hafta sonu yağan yağmur, Gaziantep altyapısının nasıl olduğunu kanıtladı.
Gasro – Antep şenliği(!) ile coşan Anakent Belediyesi, keşke en az o kadar da altyapı konusuna eğilmiş olsaydı.
Anakent ve merkez ilçe belediyeler Çanakkale’ye, umreye çocukları taşıyorlar ya!
Hele de halka çorba dağıtmayla, altyapıyı onaramıyorsunuz.
Şimdi bu yerel kurumlara bir önerim var;
Anaokulu öğrencilerinden üniversite öğrencilerine varıncaya kadar tüm öğrencilere, ayak numaralarına göre bir çift çizme, boy ölçülerine göre bir yağmurluk ve bir şemsiye armağan etmeyi düşünürler mi?
Çünkü yıllardır sıkı bir yağışta, Gaziantep’in caddelerini, sokaklarını sel basıyor.
Madem altyapı ile uğraşmak (ki görünmediği için olsa gerek) ağır geliyor, bari öğrencileri yağmurdan koruyacak donanımlarla donatsalar nasıl olur?
Ne bileyim, belki de ciddi ciddi düşünürler.
Cuma çıkışı cami önlerinde, günlük güneşlik havalarda parklarda halkla birlikte poz vererek fotoğraflar çektirme aldatmacasından zaman bulabilirlerse.
X
Yeşil alan bırakma.
Çok katlı binalara izin ver.
Hava kirliliği ile savaşma.
Örneğin; Güvenevler Mahallesindeki eski devlet lojmanlarının yerine yapılan 16 – 18 karlı binaları kim yaptı? Yapı iznini kim verdi? Bu binalarda kimlerin hissesi ve konutu var?
Güvenevler Mahallesinin hava sirkülasyonu düşünüldü mü?
Muamma.
Şimdi de yağışlar için Allah’tan geldi ne yapalım de.
Bu yağışlar daha başlangıç.
Aralık, ocak, şubat, mart aylarını düşünüyorum da ürperiyorum.
Her kış yaşanan sel baskınlarından nedense ders almıyoruz.
Soran, sorgulayan da yok gibi.
Muhterem belediye başkanlarımız da halkın bu konuda pek duyarlı olmadığını bildiklerinden olsa gerek, kentin altyapısına önem vermiyorlar.
Böyle başa böyle tarak demek de bize düşüyor.
X
Ben tez zamanda bir kayık almayı düşünüyorum.
Siz ne düşünüyorsunuz?...
|