(Hani arada bir eskiden yayınlanmış yazılarımdan paylaşacağım demiştim ya.
Bugün de 7 Mart 2007 tarihinde yayınlanan bir yazımı paylaşıyorum.
13 yıl önce, bir milletvekilinin trafik cezaları ile ilgili yasa teklifine takılmışım.
Bakın bakalım, trafik cezalarının artışından başka değişen bir şey var mı?
Ve nereden nereye gelmişiz?)
“Bir milletvekili, Meclis Başkanlığına bir yasa teklifi vermiş.
Teklifin özü şu; 31 Aralık 2006 tarihinden önce, araç plakalarına yazılan ancak 1 Ocak 2007 tarihinden sonra tebligatına başlanan trafik cezalarının ödenmemesi…
Bu ülkede trafik kargaşasının en pişkini, en şımarığı, en ilkeli ve en can alıcısı sürerken, bir vekil çıkıyor, yazılan trafik cezalarının ödenmemesi için yasa teklifi veriyor.
Trafik cezalarındaki yükselmelerin caydırıcı olup olmadığını araştırma yerine, yazılan cezaların ödenmemesi teklifi…
Peh peh peh!...
Trafik konusunu sıkça işleyen köşe yazarlarından biriyim. Yazdıklarımın onda biri hayata geçirilse, hem sürücüler açısından hem de trafiği düzenleyen ve denetleyenler açısından bir rahatlama yaşanır düşüncesindeyim. Bir zamanlar peynir – ekmek gibi, her başvurana verilen sürücü belgeleriyle herkes şoför oldu.
Gaz pedalı ile debriyaj pedalının ayrımını yapamayan, aracının geri vitesinin nerede olduğunu bilmeyen ama cebinde sürücü belgesi olan tanıdıklarım var.
Aracını nereye, nasıl park edeceğini bilmeyen sonradan görmeler, hep lüks arabalara biner oldular.
Hareket halindeyken elinden cep telefonunu düşürmeyerek, hem kendisinin hem de trafikteki diğer araç sürücülerinin dikkatini dağıtanlara verilen cezalar var mı bilemiyorum.
İnsanlar sanki o kadar yoğun ki ellerinden cep telefonu düşmüyor. Aracını kullanırken bile hararetli konuşmalar yapanlardan geçilmez oldu.
Uyarmaya kalksanız yanıt hazır; “Sana ne? Sen işine bak…”
Kavşağa, dönemece, park yasağı olan yerlere aracını bırakıp, dörtlü sinyalini açarak gitmek çözümmüş gibi.
Kent içinde slalom yapan genç sürücüler, yine kent içine girmesi yasak olan ağır tonajlı araçlar, bir de kazılar, onarımlar nedeniyle yol olmaktan çıkmış yollar…
Gerisini varın siz düşünün.
Trafik kargaşasını anlatmakla bitirmek olası değil.
Trafik polis memuru, hatasından dolayı bir araç sürücüsüne müdahale etmeye kalksa, dayılanmalar, babalanmalar, “sen benim kim olduğumu biliyor musun?” cıvıklıkları da cabası.
Muhterem bir milletvekili de 2007 yılından önce plakaya kesilen trafik cezalarının ödenmemesi için yasa teklifi hazırlıyor.
Plakaya ceza kesmek belki yanlış, belki hatalar yapılabiliyor, belki bazı fahri trafik müfettişleri işgüzarlık yaparak, harf ve rakam hatası yapabiliyorlar ama bu çarpıklıklara çözüm aramalıyken, cezaların ödenmemesi için yasa teklifi hazırlamak da işgüzarlık değil mi?
Trafik karmaşası böyle mi çözümlenecek?
Hadi canım siz de!...”
|