CHP İl Başkanı Hasan Öztürkmen, AKP İl Başkanı Ahmet Uzer’e ziyarette bulunarak, il seçimlerinden dolayı kutlamış.
Yapılması gereken ziyaretin gecikmişliğiden dolayı da özür dilemiş.
AKP İl Başkanı Ahmet Uzer, bu ziyaretten duyduğu memnunluğu şöyle dile getirmiş; “Biz bu kentin çıkarları için her zaman, herkesle görüşmeye hazırız. Çünkü bu memleket bizim, hepimiz bu güzel kentin çocuklarıyız.
Bizlerin, değişik partilerde görev yapmamız, bu kentin çıkarlarını göz ardı etmemizi gerektirmez. Biz, Gaziantep için her zaman bir araya gelir ve ortak aklın gereğini yaparız.
Muhalefetin her dediğini dikkate alacağız, uygulanabilir bir fikirse gereğini yapacağız ancak uygulanabilirliği yoksa dikkate almayacağımızı da herkesin bilmesini isterim.
İşte demokrasinin de en güzel tarafı budur…”
Uzer, deneyimli bir politikacı.
Bu işe yıllarını verdi.
Parlamentoda olduğu ve politika yaptığı süre içinde çizgisinden sapmadı.
Ölçülü, dengeli bir politika sürdürdü.
Ancak başka bir söyleminde, CHP’li Mustafa Yılmaz için, “bulunduğu partide siyasi yaşamını sonlandırmış ise, AKP’nin kapısı Mustafa Yılmaz’a açıktır” demesini yadırgadım.
Yani Mustafa Yılmaz şimdi CHP’den istifa edip, AKP’ye üyelik için başvuruda bulunsa, ne ölçüde kabul görecek?
Bu konuda Mustafa Yılmaz ne düşünüyor bilemem…
Gelelim konunun özüne;
Bu kentte yetişmiş ama ayrı partilerde politika yapanların, bir kutlama ziyareti de olsa bir araya gelmeleri güzel bir fotoğraf.
İki genel başkanın ya yapamadıkları, ya beceremedikleri ya da böyle olmasını istedikleri bir araya gelmeme konusunda bir gariplik var.
Ülkenin “pay – ı taht” ında, iktidar ve ana muhalefet partilerinin genel başkanları olacaksınız, mektupla görüşeceksiniz…
Böyle bir şey olabilir mi?
Benim cennet ülkemde oluyor işte.
Kimsenin nice olduğundan haberi olmadığı bir “açılım” konusu, orta yerlerde sert rüzgarlar estiriyor.
Mektupla gelen görüşme isteğini kabul eden ana muhalefet liderinin, bu görüşmenin kameralar önünde yapılarak kayıt altına alınması koşulu, neden rahatsızlık veriyor?
Anlaşılır gibi değil.
Demokrasi varsa saydamlık da vardır.
İçeriği hala belli olmayan bu “açılım” ın ne olduğunu halkın da bilmesi gerekmez mi?
Tarihe tanıklık edecek olan kayıt işleminden neden ürkülüyor?
Bu konu, daha çok su götüreceğe benziyor.
Ankara biraz da Gaziantep’e kulak verse diyorum ama galiba imam bildiğini okumaktan vazgeçmiyor.
|