Gelin biraz ironi yapalım.
Ayrı ayrı mahalleden olan ve iyi geçinmeye çalışan iki gençten biri, arkadaş dediğine sinirlenerek;
“Ulan seni mahvederim” diyor.
Biraz zayıf olan öteki;
“Edersin abi” deyiveriyor.
Aradan çok geçmeden öteki, arkadaşına sarılıp;
“Yav seni çok seviyorum” diyor, en sinsi sevecenliği ile.
Beriki hep alttan aldığından;
“Ben sana bayılıyorum abi” diye karşılık veriyor.
Diğer mahallelerden bunları tanıyanlar ise, bu ikilinin ne zaman kapışacağını merak edip duruyorlar.
Çünkü bu iki arkadaş geçinenin kapışması, öteki mahalledekiler işlerine yarayacağını düşünüyorlar.
Hani Peru’da ilginç bir yarışma düzenlenmişti ya!
Neydi bu yarışmanın öznesi?
Birbirine tokat atma yarışması.
Kim sıkı tokat atarsa ya da kim atılan sıkı tokada dayanıklıysa birinci olacak – mış ya!
Bizim ayrı mahallelerden birbirlerini sevip sevmedikleri davranışlarından pek belli olmayan iki arkadaşın durumu, bu Peru’daki tokat atma, tokat yeme yarışına benzemiyor mu?
En sonunda bir gün kapışmasına kapışacaklar ve öteki mahalleliler de bunların kapışmasını istiyorlar ama ne zaman?
Aslında bu ayrı iki mahalleden olan ve arkadaşlıklarına akıl ermeyenlerin kapışmaları, öteki mahallelerdekilere de zarar verecek ancak onlar bu kapışmadan kar umuyorlar.
Aklı başında birileri çıkıp, “hadi ulan, herkes evine” diye kükremedikçe, bu iş böylece sürecek.
Yani bir küskün bir barışık.
Şimdilerde birbirlerine verdikleri gözdağıyla, birbirlerine hat – hut etmekle ve göstermelik sevecen tavırlarla durumu idare ediyorlar.
Ama ne zamana kadar?
Allah sonlarını hayreyleye.
X
Böyle de ironi olur mu demeyin, ben yaptım oldu.
Nasıl yorumlarsanız yorumlayın.
O da size kalmış…
|