Başlığın Suç ve Ceza olması, Dostoyevki’nin Suç ve Ceza adını taşıyan romanının adından esinlenme değil.
Yüce meclise sunulmak üzere olan bir paketle ilgili.
Haberlere göre hapishaneler dolu.
Hatta yeni yeni hapishaneler yapılması gündemde.
Hapishanelerdeki bu doluluğun giderilmesi için çözümler üretiliyor.
Bizde çözüm, hep yeni bir problem olarak çıkar karşımıza.
Yüce meclise yeni bir paket geliyor.
Öyle ki sıkıştırılmış paketler bile var.
İktidarıyla, muhalefetiyle paketin içinde ne olduğunu bile bilemeden, kabul edenler, kabul etmeyenler, kabul edilmiştir biçiminde yasalaşıyor.
Bu yöntem de ayrı bir maharet tabi.
Meclise gelmesi beklenen yeni pakette neler varmış?
Konu, ceza infaz ile ilgili.
Hem de sıkıştırılmadan.
Hem de ayrıntılı olarak.
Evde infaz, gece infaz gibi alternatif seçenekler varmış.
Bir yıl hapis cezası alan, cezanın beşte birini yatacak ve denetimli serbestlik hakkına kavuşacakmış.
Bazı cezaların yarısı cezaevinde geçirilecekmiş.
Yani efendim suçların, yasalarda karşılığı olan cezalar yumuşatılacak, böylece hapishanelerdeki mahkum ve tutuklu yoğunluğu sorunu çözülecekmiş.
Böylelikle cezalar caydırıcı olmanın dışına sürüklenecek, suç makinası psikopatlara, kadın düşmanlarına, çocuk tacizcilerine, hırsızlara, çeşitli suçlara eğilimli olanlara bir tür rahatlık getirecektir.
Bu yazdıklarım, konunun bana göresi.
Hukukçulara göre nedir, nasıldır bilemem.
Zaten hukukun çolak, yargının topal olduğu ülkelerde her şey ya mubahtır ya caizdir.
Bir suç işle, cezanın yarısını yat, geriye kalan yarısını da denetimli serbestlikle geçir.
Ya da gündüz hapishanede yat, geceyi evinde geçir.
Ya da gündüz evinde kal, geceyi hapishanede geçir.
Peh peh peh.
Hapishanelerdeki yoğunluğu gidermenin yolu buysa, yandı gülüm keten helva.
Daha çok hapishane yaptırmak zorunda kalınmaz mı?
Paket paket paketlenip gidiyoruz işte…
|