Biz, sıkı bir sallanmayla depremi atlattık.
Rahatladık mı?
Hayır.
Depremi yaşayan Elazığ ve Malatya, beynimize mıh gibi çakıldı.
Elimizden gelen bir şey yoktu.
Elinden çok şey gelmesi gereken kişiler, kurumlar halkı yardıma çağırmaya başladılar.
Oysa onlar çağırmasalar da halk bu konuda bir yardım seferberliği başlatmıştı zaten.
Kızılay gibi böyle durumlarda esas görevli bir kurum, yurttaşa pamuk eller cebe çağrısı yaptı.
Diyanet İşleri Başkanı, “ölüme her an hazırlıklı olun” diye moral verdi(!)
Bir takım aymazlar, “ya bu deprem İstanbul’da olsaydı” diye engin düşüncelerini dile getirdiler.
Acun bile depremzedeler için paralar topladı.
Arama kurtarma çalışmaları sırasında, görevli yurttaşlar büyük bir özveri içinde canhıraş çalışırken, enkaz altında kalanlara yardım eden bir Suriyeli genç, ön plana çıkarılarak parlatıldı ve yurttaşlık verilmesiyle ödüllendirilmesi gündeme getirildi.
Cumhurbaşkanı, bakanlar bir merkezde oturup çalışmaları yönetmek yerine deprem sahasına inip, çalışmaları güya yerinde izlediler.
Bunca hengameye karşın depremzedelerin sıkıntıları giderildi mi?
Belli değil.
Çünkü ev kiraları katlanmış.
Yani fırsatçı Mehmet’in zordaki Mehmet’e acıması yok desek yeri.
Kamuoyunun algısına gelince, vali fısıldamıştı ya!
“Kamuoyunda algı çok iyi.”
X
Deprem alanında Suriyeli sığınmacıların pervasızlığı ayrı bir problem.
Hele yardım, çadır, battaniye dağıtımında onlara ayrıcalıklı bir öncelik tanınması başlı başına bir problem.
Her neyse!
Hemen hemen ülkenin her kentinden gönderilen, yardımsever yurttaşların katkıları dilerim yerini bulur.
Çünkü bu tür kargaşa ortamlarından yararlanmak isteyen sütü bozuklar, hokkabazlar, düzenbazlar, sahtekarlar, böyle felaketler sonunda hep çıkmıştır.
Hem de iyi insanların yüreği yanarken.
Kış soğuğunda evinden olan, açıkta kalan tüm depremzedelerin Allah yardımcısı olsun.
Yaralar bir an önce sarılmalı, devlet zordaki yurttaşına ayrım yapmadan sahip çıkmalıdır.
Türkiye, deprem kuşağında, fayların üstünde cennet gibi bir ülkedir.
Yıllardır alınan deprem vergilerinin hesabı şeffaf bir biçimde verilmelidir.
Yakın geçmişte yaşanan depremlerden dersler alınmadığı da ortadadır.
Dilerim artık ders alınır ve konuya ciddiyetle yaklaşılarak önlemler alınma yoluna gidilir…
|