Seksenli yaşa girmeme iki yıl kaldı.
Bizim çocukluk yıllarımızda “gaza, beze, tuza” diye bir zam söylemi vardı.
Çünkü halkın kullanmak zorunda olduğu gaz (gazyağı) tuz ve bez vardı.
Belki de uyaklı olduğu için kullanılıyordu.
Şimdilerde nerdeyse soluk alma, soluk verme vergisi uygulanacak.
Hadi gelin bir kurcalayalım isterseniz;
Birileri “beyefendi zordayız” diyor.
Beyefendi, “motorine zam yapın” buyuruyor.
“Beyefendi yetmiyor” diyorlar.
Bir hafta sonra, “beyefendi olmuyor” diyorlar, “benzine zam yapın” diyor.
Bir hafta sonra.
“Olmuyor beyefendi, yetişemiyoruz” diyorlar, “doğalgaza, elektriğe, otogaza zam yapın” diyor.
“Yetmiyor efendim” diyorlar.
“Otoyollara, duble yollara, köprülere, kavşaklara zam yapın” diyor.
Birkaç gün sonra.
“Beyefendi sıkıntı geçmiyor” diyorlar.
“Otomobili olan herkese, gözünün üstünde kaşı olanlara, kellere, şaşılara ceza kesin” diyor.
“Hayhay, başüstüne efenim” diyorlar.
Bir hafta sonra.
“Efenim yine sıkıntı var” diyorlar.
“parmaklarını çıtırdatanlara vergi uygulayın” diyor.
“Parmak çıtırtısını nasıl duyacağız” diyorlar, “onu da mı ben duyacağım? Duyun efendim” diyor.
Bir süre sonra;
“Soluk alanlar ve verenler için uyguladığımız vergi yetmiyor efenim” diyorlar.
“Tüm emeklilerin maaşlarını kesin, çalışanların maaşını yarıya indirin” diyor.
“Efenim, bu arada parlamenterlerin, baş danışmanların, danışmanların, genel müdürlerin, vakıf yöneticilerinin, müteahhitlerin ve bu gibilerinin alacakları ve maaşları hakkında bir şey düşünüyor musunuz?” diye safiyane soruyorlar.
“O da nereden çıktı? Onlara asla ve kata dokunmayın” diyor.
Gaza, beze, tuza yapılan zamlardan kalkıp nerelere geldik?
İçimize sindireceğiz ve kabulleneceğiz.
Var mı başka yol?
Var mı yoksa?
O yolu da Allah için siz bulun…
|