Bugün Cuma.
Kutsal Ramazan ayının ilk günü.
Suret- i haktan görünme adına iftar çadırları kurulmayacak.
Toplu iftar açmalar olmayacak.
Yani körler, sağırlar birbirlerini ağırlayarak şov yapamayacak.
Neden?
Virüs var.
Hem de coronavirüs denen bir illet, korku kılıcını sallayıp duruyor.
Bakalım uyulacak mı?
Yoksa “biz Müslümanız hamdolsun, bize bir şey olmaz Allah’ın izniyle” diyecekler çıkacak mı?
Göreceğiz.
X
40 günü aşkın bir zamandır evden çıkmadım.
Bu zoraki ev hapsinin güzel yanları da var.
Yaşanan çirkinlikleri, çelişkileri, aymazlıkları, pişkinlikleri görmüyorsun.
Ah şu kıytırık televizyon kanalları da olmasa, daha da rahatlayacağız diyeceğim ama diyemiyorum.
Çünkü onlar da bizi biraz oyalıyorlar.
Yine de billahi bunaldım.
X
Akıl ve ruh hastalıkları uzmanı (psikiyatrist) bir çocuklu arkadaşım var.
Benden uzak bir kentte yaşıyor.
Geçtiğimiz gün telefonla aradı, hal hatır sordu ve son zamanda panikatak hastalarının çoğaldığını söyledi.
Üzülüyordu, ben de üzüldüm.
İyi bir hececi (uyaklı) şair olan arkadaşım, bana yeni şiirlerinden okudu, sevindim.
Konuşmamızı, karşılıklı “kendinize dikkat edin” diye bitirdik.
Sonra düşündüm, kendimi yokladım, yok, benim öyle bir sıkıntım yok.
Evde kalmayı bir tür dinlence olarak gördüğümden olsa gerek, rahatladım.
X
Dünden itibaren 4 günlük sokağa çıkma yasağı uygulaması başladı.
Bu sokağa çıkma yasağı olan günlerde, bir sitede oturan birinin, oturduğu sitenin bahçesine bile çıkmasının yasak olmasına akıl erdiremedim.
Adamın bahçesine çıkıp dolaşmasının ne sakıncası olabilir?
Belki de benim aklım basmıyor.
Büyüklerimiz buyurduysa, mutlaka bir hikmeti vardır diye düşünerek, bu yasaklı günler de geçecek diye kendimi teselli ettim.
|