Tüm müdahalelere rağmen (!) dolar, avro ve altın yükselişini sürdürüyor.
Muhabir bir sokağa çıkmış, elindeki mikrofonu yurttaşa uzatıyor ve “doların yükselmesi konusunda ne düşünüyorsunuz?” diye soruyor.
Yurttaş rahat, “dolardan bana ne” diyor ve ardından, “ben daha doları görmedim bile” diye ekliyor.
Adam haklı.
Doların yükselişi bu adamı ırgalar mı?
Aslında yeşil sevicilerin dışında doların herkesi ırgalaması gerek değil mi?
Öyle olmuyor işte.
Dolardaki hareket, memuru da işçiyi de işvereni de, öğrenciyi de iktidarı da muhalefeti de 80 milyon insanı da ırgalıyor.
Çünkü dolardaki hareket, civcivden yumurtaya, elektrikten doğalgaza, velhasıl iğneden ipliğe zamları da beraberinde hareketlendiriyor.
Ve bunu fırsata çevirme telaşına düşen ahlaksızlar da dolarla birlikte hareketleniyorlar.
Dikkat etmişsinizdir, bu dolar, avro ve altındaki hareketlenme haberi, Coronavirüs haberlerinin önüne geçti.
Birkaç gün öncesine kadar manşetlere virüs haberleri çekilirken, şimdilerde manşetleri dolar, avro ve altın haberleri süsler oldu.
Sağlık sorununu öteleyen, paragöz bir toplum oluverdik vesselam.
Ayrıca bu paragöz toplum öyle bir politize edildi ki ülkede kurulu parti sayısı 100 e yaklaşmış durumda.
Üstelik çoğunun üyesi bile olmadığı söyleniyor.
Tamam, demokratik ülkelerde, koşulları yerine getiren herkes parti kurabilir.
Çünkü çok partili demokrasi sistemine tee 1946 yılında geçildi.
Ancak demokrasiye uzak ülkelerde ise bu çok partililik kaosa neden olur.
Böylelikle benim necip seçmenimin kafası karışır.
Ahbap çavuş ilişkileri gündeme oturur.
Ekonomik kriz, işsizlik, iş ve ücret dengesizliği yaşanan benim cennet ülkemde, bunlar görmezden gelinirse vahim sonuçlar doğar.
Ve bu cennet ülkede tümümüz zor günlere doğru koş aradım ilerliyoruz.
Zor günler de pek uzak görünmüyor…
|