Öğrencilik yıllarınızı anımsayın.
Öğrenciler, hemen hemen her öğretmene bir lakap takarlardı.
Öğretmenler de bunu bilir ve gülüp geçerlerdi.
Hatta kendi aralarında bile kendilerine öğrencilerinin taktıkları lakapları konuşup, kahkahalarla güldüklerini, çok sonraları, eski öğrencileri olan bizlere anlatırlardı.
Kilis’te öğretmenlere takılan ve aklıma gelen lakaplardan bazılarını sıralayayım;
Nohut, Herodot, Kel Sami, Fosforlu Cevriye, Çitlenbik, Kıhlı, Çolo, Tavuk Nuri, Kaz Reşit, Kuttuk, Haphap, Zikil Ziya
ilk aklıma gelenler.
Bu lakaplar, öğretmenlerin kişilik ve davranış biçimleri ile ilgili olurdu.
O dönemden arkadaşlarım bu lakaplarla anılan öğretmenlerimizin adlarını çok iyi bildikleri için burada yazmıyorum.
Örnek için birkaçını anlatayım;
Mahmut Toprak tarih öğretmenimizdi ve babamın amcasının oğluydu.
Tarihçi olduğundan olsa gerek, Herodot lakabı yakıştırılmıştı.
O bunu bilir ve hiç gocunmazdı.
Daha sonra soyadını Topalfakıoğlu olarak değiştirdi ve Gaziantep Lisesinde görev yapmaya başladı.
Kilis’teyken Herodot diye lakabı olan rahmetli Mahmut Amca’ya, Gaziantep Lisesi öğrencileri de İmparator lakabını vermişlerdi.
Ziya Bolayır edebiyat öğretmeniydi.
O zamanki adı Erkek Sanat Enstitüsü olan, şimdi teknik lise denilen okulda öğretmendi.
Ben o sırada halen Kilis’te yayınlanan Kent Gazetesinde muhabirdim.
Ziya Bey sık sık gazeteye uğrar, edebiyat sohbetleri yapardık.
Tayini Kilis Kız Öğretmen Okulu’na çıktı ve orada göreve başladığı ilk hafta, tamamı kız öğrencilerden oluşan öğretmen okulunda öğrenciler hemen ona bir lakap taktılar; Zikil Ziya.
Ziya Bolayır, saçını briyantin ile taradığından, saçı pırıl pırıl parlardı.
Bu özelliğinden dolayı olsa gerek, Zikil Ziya lakabı tutmuştu.
Kendisi de bunu bilirdi.
Bu güzel öğretmenlerin hiçbiri, kendisine lakap takan öğrenciyi araştırmadılar, soruşturmadılar, sinirlenip disiplin kuruluna yollamadılar.
Engin bir olgunlukla kabullendiler ve gülüp geçtiler.
Şimdilerde okullarda öğretmenlerine lakap takanlar var mıdır bilemiyorum ama öyle bir şey olsa, bizim kuşağın öğretmenleri gibi hoşgörülü olacaklarını, gülüp geçeceklerini sanmıyorum.
O güzel öğretmenlerimizin çok azı kaldı.
Keşke daha uzun yaşasalar ve günümüz eğitim sistemini görselerdi diyeceğim ama o zaman da eğitimin geldiği hali görünce “fücceten” giderlerdi.
Işıklar içinde uyusunlar.
Az sayıda kalan yaşayanlara da tüm arkadaşlarım adına sağlık diliyorum.
|