Bazı haberlere, başlığı okuyunca bile gülüp geçiyorum.
Dolayısıyla haberi okumaya gerek duymuyorum.
Okusam, belki daha çok güleceğim ama başlığa gülmek bana yetiyor.
Bazı haberlerin başlığı bile iğrenç geliyor bana.
Televizyonda yaptığı programlarla ünlenen, bazen polisliğe bazen savcılığa bazen yargıçlığa özenen bir hanım var.
Genç bir çiftin, yeni doğan çocuğuna DNA testi yaptırmış, çocuğun babasının eşi değil, komşusu olduğunu ortaya çıkarmış.
Bazı gazeteler, mal bulmuş mağribi gibi, haberi allayıp pullayıp veriyorlar.
Haberin başlığını okumak yeter.
Çünkü ahlakın yerlerde süründüğü iğrenç bir haber.
Toplumun değişen yapısını bildikleri için, bu iğrençliği haber üstüne haber yapıyorlar.
Okuyucusu var ve tepki almıyorlar.
Yani tepkisiz bir toplum.
Bazı haberler de hem düşündürüyor hem güldürüyor.
Örneğin; Gaziantep’te 300 fabrikanın toplu açılışı yapıldı.
Sevindirici bir haber değil mi?
300 fabrika açılmış.
Her biri 20 kişi alsa 6 bin, 30 kişi alsa 9 bin kişi işsizlikten kurtulur.
Yani istihdam sağlanmış olur.
Ancak hiçbir gazete bu istihdam konusuna değinmiyor.
Haberlerin tümü 300 fabrikanın açılış haberi.
Biri de sağlanan istihdam haberi verse ya!
300 fabrika açılışına seviniyor ve haberi manşetten veriyor.
Bu açılan 300 fabrikaya kaç kişinin alındığı haberini vermiyor.
Hadi gel üzülme.
En çok da bazı oda başkanlarının ortak basın toplantısı yaparak, bu yeni 300 fabrika listesine, bazı eski fabrikaların “sehven” yazıldığını açıklamaları.
Sevinmeli mi gülmeli mi üzülmeli mi?
Şaşıp kalıyorsunuz.
Ne yapmak gerek?
Valla galiba herkesin yaptığı gibi, bir bardak soğuk su, üstüne de okkalı bir kahve içmek gerek.
Ben öyle yaptım.
Siz ne yaptınız?...
|