Bir bakan, bir cenaze törenine katılıyor.
Cenaze unutuluyor, hazreti bakan için tören düzenleniyor.
Törenle karşılanıyor.
Protokol diye bir şey var ya!
Cenaze bekletilse de olur.
Başka bir bakan, büyük bir felaket ve yıkım yaşanan yangın yerine gidiyor.
Bakan için karşılama töreni düzenleniyor.
Törenle karşılanıyor.
Ve yangın neredeyse unutuluyor.
Bir bakan, partisinin kongresi yapılacağı seçim bölgesine gidiyor.
O ilin valisi, coronavirüs konusunda çalışmalar yaparken, işini bırakıp karşılama törenine katılıyor.
Sıkıysa katılmasın.
Kilis, Suriye’den gelen roket atışlarıyla sarsılırken, bir bakan Kilis’e geliyor, törenle karşılanıp il binasında ağırlanırken, il binasının yakınına, Suriye’den atılan roketler düşüyor.
Ve bakan, hemen il binasından çıkıp Ankara’ya dönüyor.
Tarikat evlerinde çocuklar istismar ve tecavüze uğrarken, bir bakan, hem de anne bir bakan çıkıp, “bir seferden bir şey olmaz” diyebiliyor.
Bir bakan, her gün televizyonlara çıkıp, coronavirüsün çetelesini çizerken, bazı sağlıkçı bilim insanı prof. lar, kibarca, “doğrular açıklanmıyor” diyor.
Bakan, “vallahi de billahi de biz doğruları açıklıyoruz” diye feveran ediyor.
Eğitim bakanlığına gelince;
Galiba bir şey yazmama gerek yok.
Geçmişte bir Milli Eğitim Bakanı, “şu okullar da olmasa, maarifi ne güzel idare ederdik” demişti.
Neredeeeen nereye.
Yahu biz ne yaptık da böyle hallere düşürüldük?
Yoksa ben semptom göstermeyen pozitif biri miyim?
Ben de şaşırdım…
GENÇ ÖLÜMLER VE ABDİ BULUT…
Kentdaşım, mahalle arkadaşım sevgili Abdi Bulut’u oğlu, Kilis Belediye Başkanı M. Abdi Bulut’un yaşamını yitirmesine derinden üzüldüm.
Evlat acısının ne acı olduğunu, yaşadığım için derinden bilirim.
Uzakta olduğumdan, cenaze törenine katılamamanın sıkıntısı içindeyim.
Mahalle uşağı olduğumuz baba sevgili Abdi’nin acısını telefonla paylaşabildim.
Sevenlerine ve sevdiklerine baş sağlığı diliyorum.
“Her ölüm erken ölümdür.”
Işıklarda uyusun…
|