Günümüzde ilginç olaylarla karşılaşıyoruz.
Ve nasıl oluyorsa hiç hayret etmiyoruz, şaşırmıyoruz.
Alıştık mı?
Alıştırıldık mı?
Bana neci mi olduk?
Belli değil.
Birkaç örnek verelim mi?
Geçtiğimiz gün, coronavirüsten 62 kişi yaşamını yitiriyor.
Çevremize bakıyoruz, tınlayan olmadığını görüyoruz.
Maske takan, mesafeye uyan duyarlı insanımız az.
Yine geçtiğimiz gün, metil alkolden üretilen içki içen toplam 42 kişi yaşamını yitiriyor, bir o kadarı da hastanelerde tedavi altında.
Ama ben, akşamcıların bu konuya aldırış etmediklerini bizzat görüyorum.
47 liraya mal olan bir şişe rakıyı, KDV, ÖTV ve çeşitli vergiler yükleyip 160 liraya satarsanız, merdiven altı üretilen etil alkolden daha çok kişi ölecektir.
Yine geçtiğimiz gün, bir yerel mahkeme, Anayasa’ya göre en yüce yargı organı olan Anayasa Mahkemesi’nin kararını yok saydı.
Gece saatlerinde, bu yüce mahkemenin bir üyesi, mahkemenin tüm ışıkları açık binasını paylaşarak, kişisel hesabından “ışıklar yanıyor” diye bir tivit attı.
Ortalık karıştı.
Dün, Anayasa Mahkemesi’nden, toplantı öncesi, “bir üyenin şahsi paylaşımı, AYM nin kurumsal görüşü değildir” açıklaması geldi.
AYM’nin kararını yok sayan mahkeme gündem bile olmadı ama binalarda yanan ışıkların faturasını halk ödüyor ama o da gündem olmuyor.
Bu kişisel tivite karşı yanıtlar resmi kurumlardan ve resmi kişilerden gelmeye ve herkes meşrebine göre tivitler atmaya başladı.
Yani bir yanlışa çeşitli yanlışlarla yanıt verme yarışına girildi.
Bu arada dün dolar 8 bin liraya dayandı, yuroyu hiç sormayın.
Geçtiğimiz gün böyle geçti.
Durun bakalım, bugün neler olur?
Dahası yarın neler olacak?
Gündem ne mi?
Valla artık gündem mündem kalmadı.
Artık geçerli olan saat – dem.
Çözüm mü?
Sonumuz hayrolur inşallah…
|