Tarım ürünlerinde “tarihi zirve” yi yakalayamıyoruz.
Tarım politikasına şaşı baktığımızdan olsa gerek, birçok tarım ürününü dışardan alıyoruz.
Sağlıkta “tarihi zirve” yi yakalayamıyoruz.
Dışardan alıp kullanıyoruz.
Ve dışardan aldığımız bu sağlıkla ilgili ürünlerin parasını ödemediğimizi, salgın sırasında öğreniyoruz.
İç güvenlikte “tarihi zirve” yi yakalayamadığımızı, İç İşleri Bakanının Anayasa Mahkemesi Başkanına, “bisikletle rahat gezebiliyor musun?” diye sormasından anlıyoruz.
Sosyal güvenlikte “tarihi zirve” görünmüyor.
Bunu nasıl anlıyoruz?
Emeklilikte yaşa takılanlardan, yıllarca çalışan işçinin kıdem tazminatı sorgulandığından, sendikaların üye sayısından, boşta gezen üniversite mezunlarından, kayıt dışı işçilerden ve buna benzer sosyal çelişkilerden anlıyoruz.
Yargıda “tarihi zirve” yapamıyoruz.
Çünkü mahkemeler, yüce mahkeme dediğimiz Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımıyor.
Hukukta “tarihi zirve” yi yaşayamıyoruz.
Hukuk fakültelerinde ayni dersleri okuyanlar, ayni konu için ayrı ayrı karar verebiliyorlar.
Dış politikada “tarihi zirve” ye uzağız.
Çünkü dost bir ülke kalmadı.
Hatta liderliğine soyunduğumuz ümmet, bize ambargo uygulamaya başladı.
Bunlar, tarihi zirveye ulaşamadıklarımızdan bazıları.
Peki, tarihi zirve yapanlar nedir diye sorarsanız;
Yılbaşında dolar 4 lira olurken, “tarihin zirvesinde” dediler.
Dolar 5 lira oldu, yine tarihin zirvesinde dediler.
6 lira oldu, tarihi zirve, 7 lira oldu tarihi zirve dediler.
Sonunda 8 lirayı aştı, yine tarihi zirve diyorlar.
Bu arada dolar hep tarihi zirve yaparken, benim Türk Liram tersine zirve yapıyor doğal olarak.
Ve bu konuda yetkililerin konuşmaları da zirve üstüne zirve yapıyor.
Bizim paramız için ne zaman “Türk Lirası tarihi zirve yaptı” denecek?
Vallahi merak ediyorum.
Yine de siz boş verin bunlara.
Maske – mesafe – temizlik üçlüsüne dikkat edin.
Virüsün şakası yok…
|