Cennet ülkemiz bir deprem kuşağında.
Birçok depren yaşandı, yüzlerce insan yaşamını yitirdi.
Depremlerden ders alındı mı?
Hayır.
Deprem bölgesi olduğu bilindiği halde mimari hatalar yaşandı.
Malzeme hırsızlığı yapıldı.
Yetkili sorumsuzlukları da tüy dikti.
Ege’de yaşanan son deprem için, farklı büyüklük rakamlarıyla karşılaştık.
AFAD 6.6 dedi, Kandilli 6.9 diye açıkladı.
Binlerce kilometre uzaklıktaki dünya ağası Amerika geri durur mu?
O da 7 diye açıklama yaptı.
Çarpık yapılaşmayı hiç kimse dillendirmedi.
Günümüze kadar yaşanan depremler sonunda kaç müteahhit, kaç belediye başkanı, kaç imar müdürü, kaç fen müdürü, teknik kadrodan kaç yetkili cezalandırılmıştır?
Bilen var mı?
Çünkü bu yıkılan binalar için yapı ruhsatı, oturma izni verilmiş, elektrik, su, telefon bağlantıları yapılmış.
Bu binaları yapanlar belki de mezar yaptıklarının farkındalar ama olsun.
Deprem öldürmez diye bir söylem var.
Eyvallah.
Peki, ne öldürür?
Çarpık kentleşme, kayırmacı imar planı ve çarpık yapılaşmalara göz yuman belediyeler.
Kentsel dönüşüm diye bir proje üretildi, rantsal dönüşüme dönüştü.
Bu işin hesabını kim verecek?
Bu hesabı kimler, kimlerden soracak?
Sonuç olarak her deprem sonrası, depreme dayanıklı projeler üstüne çalışıldığı bağırılır.
Bağırmakla kalınır.
İnşaat yapan müteahhitler bildiklerini okurlar ve yerel yönetimlerden istedikleri izni de rahatça alırlar
Bu izin alınarak yapılan binaların mezar olduğu da ilk deprem sonrası anlaşılır.
Çeşitli acılar yaşatan deprem sonucu, üzücü olan da bu anlayış değil mi?
Bunları yazdığım sırada İzmir depreminde can kaybı 51, yaralı sayısı 896 olmuştu, 8 kişi yoğun bakımda, 104 kişi kurtarılmış, arama kurtarma çalışmaları ve artçı depremler sürüyordu.
Ve Diyanet İşleri Başkanı, depremde yıkılan binaları yapanları, bu yapılara izin verenleri, bostanı imara açanları, sık sık değiştirilen imar yasalarını ve imar aflarını görmezden geliyor, deprem için bilimsel(!) bir tespitte bulunuyordu; “Takdiri ilahi…”
Bir takım utanmaz yaratıklar da “Gavur İzmir” diye keyifleniyor.
Geçmiş olsun İzmir.
Başın sağ olsun Türkiye.
Şu felaketlerle gelen ve öyle süren 2020 yılı bir bitse…
|