Bir insan, o yıkılan binanın altından “elimi tutar mısın” diye haykırıyor, benim elim kalem tutamıyor.
Bir önceki yazımı yazarken, depremde ölenlerin sayısı 51 idi.
Ben de 51 kayıp can olarak yazmıştım.
Ve yine bu yazıyı yazdığım sırada can kaybı 105 oldu.
Arama kurtarma çalışmaları 6 binada hala sürüyor.
Yaralıların sayısı ise bini aştı.
Dilerim bundan sonraki yazılarımda rakamlar değişmez.
Göçük altından mucize kurtuluşlar umut veriyor ancak Ege depreminin üstünden 6 gün geçmesine karşın arama kurtarma çalışmalarının sürmesinden yüreğimiz burkuluyor.
X
İmar barışı, imar affı çıkaranların, çürük olduğu biline biline bu binalara yapı ruhsatı, oturma izini veren teknik adamların, belediyelerin, binayı yükselten müteahhitlerin hiç suçu yok mu?
1999 depreminin ardından Veli Göçer diye bir günah keçisi bulundu, hapiste yattı ve çıktı.
Tek suçlu Veli Göçer miydi?
X
Gavur İzmir diye depreme sevinen ahlaksızlar, akıl ve şeref yoksunu yaratıklar yok mu?
Hele de bu yaratıklardan birinin Gaziantep’ten çıkmasına ne demeli?
Allah belanı versin demek yeterli mi?
X
Deprem kuşağındaki cennet ülkemde, bazı açgözlüler, bazı iktidarlar konuyu hala anlayamadılar.
İşin en acısı da bu değil mi?
Alan genişletmek için binanın taşıyıcı kolonlarını kesmek nasıl bir ticari anlayıştır?
Batsın böyle bir anlayış desem az olur.
Allah belalarını versin.
Dilerim bu deprem sonucu bu kadarla kalır.
Ve dilerim depremzedelere verilen sözler kısa zamanda yerine getirilir.
Yaşanan ekonomik durum düşünüldüğünde, inşallah sözlerinde dururlar demek, bana çok iyimser bir dilek olarak geliyor.
Dilerim yanılmış olurum…
|