Başlık pek iç açıcı değil ancak galiba doğru.
İstemesek de ölmeyi öğrendik…
Coronavirüsün en önünde görev yapan sağlıkçılarımızla,
65 yaş ve üstü yurttaşlarımızla,
Gencecik insanlarımızla ölmeyi öğrendik.
Virüsün bilindiği ancak gizlendiği bu yılın ilk iki ayında sokağa çıkma yasağı uygulansaydı, salgın bunca yayılmazdı.
Bu aylardan sonra durum açığa çıkmasına karşın Ayasofya’ya halk davet edilmeseydi, mitingler düzenlenip, halkın üzerine paket paket çay atılmasaydı,
Kongreler düzenlenmeseydi, çocuk, genç, yaşlı insanlar uçaklara doldurulup Çanakkale’ye götürülmeseydi, her akşam halka bu virüs hakkında doğrular, doğru rakamlar açıklansaydı,
Doğrular gizlenirken, Gaziantep’te yeni mezarlar açma ihalesinin ne demek olduğu anlaşılsaydı, cennet ülkem bu hallere düşer miydi?
Bu konularda görev suçu olanlar yok mu?
Var.
Ancak onlar da zeytinyağı gibi hep üstte kalmak sevdasında olanlar.
Vicdan yoksunu insanların, doların yükseldiğini söyleyerek fiyat arttırmaları, vicdansızlık değil de nedir?
Önümüzdeki haftalarda asgari ücret komisyonu denen birkaç adam toplanacak, oturup tartışacaklar, günler sürecek ve sonunda asgari ücreti açıklayacaklar.
Açıkladıkları ücretten kendilerinin de memnun olmadıklarını utanmadan söyleyecekler ama işin üstünden horoz öttüğü için, belirledikleri asgari ücret yürürlüğe girecek.
Bu asgari ücreti belirleme komisyonuna, belirledikleri ücretten maaş verilse, kıyamet koparırlar da ne yapsın gariplerim?
Oturdukları koltukları yitireceklerine, kendilerinin eline sıkıştırılan asgari ücret rakamını açıklamak zorunda kalacaklar.
X
Koca koca prof.lar sağlığınıza dikkat edin deyip duruyorlar ama biz sağlığımıza nasıl dikkat edeceğimizi bilemiyoruz.
Hele de 65 yaş ve üstü olanlar.
Bu gurup, yılların deneyimi olsa da şimdiye dek böyle duyarsızlık, böyle baskı ve böyle dışlama görmediler ki.
Hadi bir de ben söyleyeyim;
Aman sağlığınıza dikkat edin de nasıl ederseniz edin.
Yeter ki ölmeyi öğrenmeyin…
|