Aşı bulundu.
Aşı aldık.
Aşı gelecek.
Falanca gün aşılama başlayacak.
Aşı ha geldi ha gelecek derken, virüs mutasyon geçirdi.
Daha hızlı bulaşıcı ve daha çok tehlikeli olduğu söyleniyor.
Alınan ya da alınacak aşı, artık işe yaramaz diyenler var.
Yeni aşı arayışı içindeyiz diyenler var.
Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsünü yeniden işler hale getirelim diyen yok.
Bazı insanlar, çıkıp halkın ne yapması gerektiğini anlatıyor ama biz hala anlayamadığımız için, ne yapacağımızı bilemiyoruz.
İngiltere’ye bakar mısınız?
Dünya ile tüm bağlantılarını kesti.
Biz daha sokağa çıkma yasağına uymayı bile öğrenemedik.
Neyse ki bu kesilen cezalarla hazine biraz palazlanır belki.
Dünya coronavirüs ile boğuşurken, bu virüs mutasyon geçirerek direniyor.
Bizde olayın ciddiyetini hala anlayamayanlar varken, coronavirüs ile baş demezken ve Ankara aşı arayışını sürdürürken, mutasyon geçirip yoluna devam eden yeni tip virüs için ne yapacağımız belli değil.
Doğaya kendi kafasına göre biçim verme çabası içinde olan insanlığın önünü kesen virüs, değişime uğrayarak insanlıktan doğanın öcünü alıyor olsa gerek.
Cennet ülkem her geçen gün betona gömülüyor.
Yeşilimiz, mavimiz, buna bağlı olarak yağışımız azalıyor.
Ve dünya, bu virüs belasından – kurtulabilirse – kurtulduktan sonra bir su savaşı yaşayacak gibi görünüyor.
Doğayı yaralamanın, hor kullanmanın, betonlaştırmanın beledi ağır olacak gibi.
Sonuç olarak çocuklarımıza, torunlarımıza karmaşık bir dünya bırakmak için elimizden geleni yapıyoruz.
Çözüm mutlaka vardır ancak esefle belirteyim ki arayan yoktur…
|