Dünya dar bir boğazdan geçiyor.
Cennet ülkem de bu dar boğazın karanlık dehlizinde çırpınıp duruyor.
Sorsanız, “yok öyle bir şey” derler.
Ancak var öyle bir şeyler.
Coronavirüs konusunda halktan gerçekler saklana saklana geldiğimiz nokta pek iç açıcı değil.
Cennet ülkem enflasyonun ve işsizliğin karanlık dehlizlerindeyken, iş bulup asgari ücretle çalışanın ücretine 500 lira 90 kuruş zam yapıldı.
Yani devletin kurumu TÜİK’in belirlediği asgari ücretten 33 lira fazla.
Asgari ücret bu durumdayken, yabancı yatırımcılar, Türkiye’ye, ucuz iş gücüne davet ediliyor.
Uluslararası sermaye bakalım bu davete nasıl bakacak?
X
Eğitim, bir ileri bir geri.
Sağlık, aşı peşinde ve Allah’a emanet.
Sosyal güvenlik, yeni açıklanan asgari ücretten memnun olan yok.
Turizm, bakana odaklı, ne yaparsa yeridir.
Gelin bunları bırakalım.
Peki, dünya bu karanlık dehlizden nasıl çıkacak?
Bu işin dünya ile ne ilgisi var demeyin.
Dünyanın umurunda bile değiliz ama hala anlaşılamadı.
Dünya şimdilerde virüsle cebelleşiyor.
Biz üretemediğimiz aşı peşindeyiz ama o aşıya da bir türlü ulaşamıyoruz.
Oysa dünya aşılamaya başladı bile.
Bizdeki virüse bakış, ölen ölür, kalan sağlar bizimdir bakışı.
Yüce meclis bu işlere nasıl bakıyor bilmiyorum.
Virüsten ölüm sayısı 20 bini aşmasına karşın, adının başında Dr., Doç., Prof. olmayan o kadar zevat var ki virüs konusunda görüşlerini açıklıyorlar.
Birçok televizyon kanalı da bu bilgisi olmadan fikir sahibi olan zevata mikrofon uzatıyor.
Yani sap samana, toz dumana karışmış durumda.
Son söz;
Gözümüz aydın.
Türk Lirası, dolar karşısında değer kazanmaya başladı.
Hadi yine iyiyiz(!)
Bir de şu karanlık dehlizin sonunda ışık görebilsek…
|