Üniversiteler bilim ve araştırma yuvalarıdır.
Bu bilim yuvalarında Dr.lar, Doç. ler. Prof.lar ve öğretim elemanları vardır.
Sayıları da yüzlercedir.
Ve öğrencilerin de sayıları binlercedir.
Üniversiteler, öğrenci temsilcilerinin de katıldığı bir seçim ile kendi üniversitelerinin rektörünü seçebilirler.
Ankara’nın haberi bile olmaz.
Bu konuda üniversitelerde bir sistem tıkanıklığı vardır.
Bu tıkanıklığı da Ankara peydahlamıştır.
12 Eylül faşist döneminde, YÖK diye bir kurum icat edilerek, sistemin üstüne tüy dikilmiştir.
Yani bir bilim kurumu öğrenci temsilcileriyle, her konumdaki öğretim görevlileriyle kendi rektörünü seçse kıyamet mi kopar?
Öyle olsa hem üniversiteler, hem da Ankara rahatlamaz mı?
Eğitim kurumlarında uygulanacak böyle bir seçim sistemi, ilköğretim okullarından başlayarak liselerde de uygulanamaz mı?
Hatta okul müdürleri, il ve ilçe milli eğitim müdürleri konusunda da geçerli olamaz mı?
Olsa ne olur?
Bana kalırsa eğitim biraz rahatlar.
Son üniversite olayında, üniversitenin kapısında kelepçe takılmasını dünyaya nasıl anlatmalıyız?
Ve atanan rektör, “kapı kırıkmış, polis orada doğrusunu yaptı” demesine ne demeli?
Ve bu tür konulara çoğu üniversitenin suskun kalması, üzücü, utanç verici olduğu kadar da düşündürücüdür.
Cenabı Mevla üniversiteli gençlerimizin yardımcısı olsun.
Cümleten hayırlı cumalar efendim…
AMERİKA’DA BAŞKANDAN DARBE GİRİŞİMİ…
Dünyaya, özellikle yeraltı zenginliği olan az gelişmiş ülkelere demokrasi getirme(!) çabası içinde olan Amerika’ya bakar mısınız?
Trump gibi her konuda ölçüsüz, pervasız, delibozuk bir adamın, iktidarda kalma uğruna demokrasiye nasıl baktığını dünya öğrenmiş oldu.
Trump, kendi ülkesinde demokrasiyi erozyona uğratan bir adam olarak, tarihin çöplüğünde yerini alacaktır.
Dünyaya ayar vermeye kalkan Amerika’nın ciddi bir sıkıntı içinde olduğu da ortaya çıkmış oldu.
Dünyaya demokrasi(!) dağıtmaya kalkarsan, o demokrasiden sana bir şey kalmaz.
Bize gelince; “endişeyle izliyoruz” dedik.
Sonuçta Tramp darbesi başarılı olamadı, Biden başkan oldu.
Şimdi biz ne diyeceğimizi düşünmekle meşgulüz…
|