Yağmuru yıllardı bunca özlemle beklememiştim.
Akdeniz şeridinde güzel bir coğrafyadayım.
Virüsten kaçtık, kendimizi aylardır karantinaya aldık.
Gündüzleri bahçede, güneşin gölgesinde oturup kahvemizi, çayımızı yudumluyoruz.
Akşamlar biraz serin geçiyor ama alıştık.
Dün, saat 18.00 den sonra yağmur başladı.
Bu bölgede yağmur yağınca televizyonlar izlenemiyor.
Ve yağmurun hemen ardından elektrikler kesiliyor.
Salt yağışlarda değil, sıkı bir rüzgar olunca da kesiliyor elektrikler.
Kısa süreli elektrik kesintilerine eyvallah diyoruz ama kesinti uzun sürünce, 186 numarayı arıyoruz.
Karşımıza digital bir ses çıkıyor, “bakım ve onarım çalışmaları” ndan söz ederek, “anlayışınız için teşekkür ederiz” diye hazırlanmış bir sesle karşılaşıyorsunuz.
“Özür dileriz, kusur bizde, bağışlayın” diyen bir ses yok.
Elektriğe yapılan bunca zamdan sonra, hala bakım ve onarım çalışması yapılmasına akıl erdiremiyorsunuz.
Size elektrik veren bu kurumların, elektrik kesintileri için ne tür yatırımlar yaptıklarını kimlere soracağınızı şaşırıyorsunuz.
Keşke yağmur yağmasaydı da hiç olmazsa haberleri izleyebilseydik desek, haberlerde zaten bir şey yok.
Peki ne var?
Gerginlikler var.
Sataşmalar var.
Yalanlar var.
Ninniler var.
Nasrettin Hoca’lar var.
Bekri Mustafa’lar var.
İncili Çavuş’lar var.
Aziz Nesin’ler var.
Konunun uzmanı olmasalar da her konuda ahkam kesen televizyon kargaları var.
Ve bunların hiçbiri, sık sık yaşanan elektrik kesintilerinin kıyısından geçmezler.
Ancak bol bol ve boş boş konuşurlar.
Yahu kardeşim, biz bu cennet ülkede güzel günler yaşayamayacak mıyız diye sormaya kalksak, ya terörist ya ayrımcı ya hain ya da bölücü yaftaları hazır.
Değerli okuyucu, diyorum ki; yağmur yağınca, rüzgar çıkınca, kar gelince elektrikler neden kesilir?
Bunca yazıyı bunu sormak için yazdım.
Yanıt var mı?
Kim yanıt verecek?
İşte o belli değil.
Bakın virüse, aşıya, işsizliğe, ekonomiye, hukuka hiç girmedim bile.
Hadi hayırlı cumalar
|