Başlıkta politikanın dili dedim ama aslında politika yapan politikacının dili anlamında kullandım.
Politikada dil ağırlaşıyor.
Böyle olunca da nezaket ortadan kalkıyor.
Sataşmalar eleştiri olmaktan çıkıyor.
Hatta hoş olmayan söylemler, hoş olmayan boyuta ulaşıyor.
Politikacıyı seçmen olarak bizler seçiyoruz.
Yalnız bizde seçmen, aday kim olursa olsun, adaya oy vermekten çok partiye oy veriyor.
Böyle olunca da seçmenin şikayet etme hakkı ortadan kalkıyor.
Günümüzde herhangi bir partiden aday olan kişi, birikimli, saygın, dürüst ve “allamel cihan” olsa hikaye.
İlle de cüzdanı kabarık olacak.
İlle de seçmene bol keseden sözler verecek.
Kendisin adaylık önerisi yapılan bir aday gördünüz mü?
Ben görmedim.
Herkes, her partiden, her yere aday olabiliyor.
Böyle olunca da politika, politika olmaktan çıkıyor.
Oysa politika kutsal bir sanat.
Halkı yönetme sanatı olduğu için kutsal diyorum.
Halkı yönetmek de o kadar kolay olmasa gerek.
Kolay olmayan bu sanatı, kolay adamlar yapabilir mi?
Günümüzde politikadaki kirlilik, pervasızlık, nemelazımcılık, ben ne dersem doğruculuk bundandır diye düşünebilir miyiz?
Galiba düşünebiliriz.
Çünkü politikacıda, eskiden görmediğimiz kadar nezaketsizlik görüyoruz.
Ve bu durum seçmen olarak, partili partisiz herkesi üzüyor…
|